Tabiatın yeşil olduğu dönemlerde başlar Diriliş tekrar yaşanır Nisan yağmuru ile Ağaçlar duş alırcasına sulanır baş aşağı Hayvanlara bile yağışı olur tımar kaşağı Bir başka yağar rahmettir, Nisan yağmuru.
Döner bir sistemdir gelen her mevsim Yağmuru ile sulanınca tabiat yeşillenir Toprakta hasretle akar deryasına suyu Bir başka yağar rahmettir, Nisan yağmuru.
Güneş ışınları düşerken yükselir buharı Semada dolaşırken yağmur olur bulutlar Doğal yaşamın yeniden bahar doğuşudur Bir başka yağar rahmettir, Nisan yağmuru.
Çevrecilerin duyarlı olduğu bölgede olur Tere tepe gezer sicim gibi yağarak sulu Toprak olur göl, şehire mekan akar suyu Su gibi aziz lafı boşuna söylenmedi bilesin Bir başka yağar rahmettir, Nisan yağmuru.
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Nisan Yağmuru şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Nisan Yağmuru şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Tabiatın yeşil olduğu dönemlerde başlar Diriliş tekrar yaşanır Nisan yağmuru ile Ağaçlar duş alırcasına sulanır baş aşağı Hayvanlara bile yağışı olur tımar kaşağı Bir başka yağar rahmettir, Nisan yağmuru.
Nisan yağmurları, tabiatın uyanmasını ve canlanmasını sağlayan bir hayat iksiridir. Bu ayda, ılgıt ılgıt yağan yağmurlarla toprağa rahmet düşer, tabiat uyanır, canlanır ve her taraf bir anda yeşillikler ummanına dönüşür.
Düşüncede, sanatta ve edebiyatta yağmur, rahmet ve bereketin sembolüdür. Bu nedenle pek çok şairimiz Hz. Peygamberi yağmaur imgesiyle anlatmaya çalışmışlardır. Özellikle Sayın Nurullah Genç'in o muhteşem "Yağmur" şiiri bunun en son ve en mükemmel örneklerinden birisidir.
Aslına bakılacak olursa, peygamberlik ve peygamberler de insanlık içim birer rahmet ve bereket kaynağı, birer ilahi lütuf ve inayettirler. Bunu, Divan şiirimizin büyük üstadı Şeyh Galib, şu mısralarla çok güzel ifade etmiştir:
"Sultan-ı Rüsül, Şah-ı mümeccedsin, Efendim.
Bi-çarelere devlet-i sermedsin, Efendim.
Divan-ı İlahide ser-amedsin, Efendim.
Menşur-u "le-Amruk"le müeyyedsin, Efendim
Sen, Ahmed ü Mahmud ü Muhammed'sin, Efendim.
Hak'dan bize Sultan-ı Müeyyedsin Efendim."
Son Peygamber Hz. Muhammed Mustafa (Allah'ın salat ve selamı onun üzerine olsun), yalnız biz Müslümanlara, yalnız insanlığa, yalnız canlılara değil tüm alemlere rahmet olarak gönderilmiştir. O, getirdiği evrensel ahlak telakkisi ile bir rahmettir. Gösterdiği örnek insanlık modeli ile bir rahmettir. Geliştirdiği alemşümul medeniyet anlayışıyla bir rahmettir. Bunun için yüce Allah O'nın şanında: "Seni, sadece alemlere rahmet olasın diye gönderdik" buyurmuştur.
Bu yıl, rahmet Peygamberi'nin doğumu, 9-10 Nisan 2006 Pazarı Pazartesi'ne bağlayan geceye denk geldi. Ve bu gece'den başlamak üzere Nisan ayı boyunca ülkemizin üzerine, rahmet üstüne rahmet, yağmur üstüne yağmur, bereket üstüne bereket indi. İlahi rahmet kainatımızı kuşattı, sonsuzluk nuru ufkumuzu aydınlattı.
Bu yıl, Kutlu Doğum haftasının ayrı bir anlam ve önemi vardı. O meşum karikatür krizi, Irak'ta ve İslam dünyasının değişik bölgelerinde yaşanan üzüntü verici olaylar, İslam toplumunda büyük bir tepkiye sebep olduğu gibi, Müslüman zihinlerde de büyük bir bilinç yenilenmesine neden oldu. Böylece dünya Müslümanları adeta Hz. Peygamberi yeniden keşfetme mutluluğunu yaşadılar. Bir yandan Hz. Peygamber'in ruhaniyeti bir rahmet halesi şeklinde ruh dünyamızı kuşatırken, bir yandan da ona olan sevgi ve bağlılık coşkusu artarak büyük bir ummana dönüştü.
Bu nedenlerle anma törenleri, artık bir haftaya sığmaz oldu. Bütünüyle Nisan ayına yayıldı. Diyanet İşleri Başkanlığı'nın 10-16 Nisan tarihlerini Kutlu Doğum haftası olarak ilan etmesinin yanı sıra pek çok vakfın ve sivil toplum örgütünün de katılmasıyla bu ay ülkemizde toplu şölen ayına dönüştü.
Diyanet İşleri Başkanlığı, yaptığı çok iyi planlama ve hazırladığı yaygın etkinliklerle Kutlu Doğum haftasını, o yüce zatın şanına uygun bir olgunluğa eriştirdi. Her türlü aşırılıklardan uzak, bidat ve hurafelere dalmadan, doğru ve gerçek bir Hz. Peygamber profili çizme başarısı gösterdi.
Özellikle il ve ilçe müftülerimiz, Resulullahı toplumumuza daha iyi tanıtmak için büyük bir gayret ve özveri gösterdiler. Sadece donuk ve katı birer resmi tören olmanın ötesinde, halkın katılımını da sağlayarak tüm ülkeye manevi bir şölen sundular. Bu nedenle kendilerine teşekkür ediyor ve bu hizmette emeği geçen her kese tebriklerimizi sunuyoruz. Diğer taraftan özel kesim, vakıf ve sivil toplum örgütleri de düzenledikleri programlarla bu toplu etkinliklere ayrı bir mana ve ruh kattılar.
Kısacası, Kutlu doğum etkinlikleri bir baştan bir başa ülkenin manevi iklimini değiştirmeye başladı. Bundan gerekli dersleri çıkarmamız gerekiyor. Bu hususu da önümüzdeki yazıda ele alacağız.
Güneş ışınları düşerken yükselir buharı Semada dolaşırken yağmur olur bulutlar Doğal yaşamın yeniden bahar doğuşudur Bir başka yağar rahmettir, Nisan yağmuru.
Çevrecilerin duyarlı olduğu bölgede olur Tere tepe gezer sicim gibi yağarak sulu Toprak olur göl, şehire mekan akar suyu Su gibi aziz lafı boşuna söylenmedi bilesin Bir başka yağar rahmettir, Nisan yağmuru.
Birçok duygulara işmar edilmiş Nisan yağmuru, dirilişe vesile kılınmıştır, temizliğe vesile edilmiştir.. Vuslatı gerçekleştiren, kötü duyguları temizleyen hep Nisan yağmuru algılanmıştır.
Harika bir şiir akıp gelmişq yüreğinizden. Güzel şiirinizi ve yazan yüreğinizi kutluyorum. Kaleminiz susmasın. Saygılarımla...
Güzel bir tespit olmuş.