Savaşın Kangren Olmuş Yüzü
savaşın yüzü bu
morarmış insan yüzünden daha acı veriyor çocukların oyunları bile eğlenceli değil sedef tesbihlerini boyuna deviriyor kadınlar üstüne umutsuz şarkılar söylüyor genç kızlar ah dilara dilara bağdat içimde bir yara avuçlarım terledi kısrak gibi atılmalıyım geceye belki yorgun alnım serinler belki belki yıldızlar kayar gönlümde deli gibi olurum belki ah dilara dilara attılar beni zara savaş kızgın bir çöl gibi dalgalanıyor şehrin üstünde birkaç kuş son dalışlarını yapıyorlar aşkam mor ufuklar ötesine ağıyor güneş yorgun terk ediyor doğacak mı yarın yeni bir sancıyla ah dilara dilara çektiler beni dara bağdat ürkek bir ceylan gibi şimdi kaç kez yakıldığını unutmuş hafızasını yokluyor nasırlı elleri tırmalıyor bir şeyler içten içe ah dilara dilara körfez akıyor kapkara bir lamba alevi gibi titriyor sokaklar gecenin rengine bürünüyorlar ölüm bile sessizce bekliyor bu şehirde mermiler ıslık çalıyor ah dilara dilara attılar beni nara ana yüreği gibi yangın yeri yüreklerimiz alev soluyoruz biliyoruz ki solacak gülü bağdat’ın kaçıncı kez kaçıncı kez sesi kısılacak biz duymayacağız feryadını ölüm sessizliğini hala bozmadı ah dilara dilara elimden gelmez çara Ömer Sedat Topal |
çara vardır çara insanlığımızı kusmaktır artık dünyaya
saygılarımla