Elhamdülillah
Ben ihtiyacımı bildim de
İhtiyacım beni bilemedi Eğreti duruyordu üstümde Yabansı yabansı Sanki benim değilde Başkasının aitliği idi Haram haram sıklete sokuyor Günah günah azabı yakıcılaştırıyordu İhtiyacım beni bildi de Ben ihtiyacımı bilemedim... Ben atıyordum O habire yapışıyordu Sürtünmeyle elektirikledi Etki ile yükledi Azabını yemiş it gibi kaçıyordum Hemde, dumanı tüten vapur gibi, islim aldım Cehalet ekmeğim Bilmemek suyum olmuş Ciğer bayram etti Lokma lokma, yudum yudum Nefes alışım düzleşti, hazmım kolaylaştı Ekmeği, suya; bana bana Somunu yufkayla dürer gibi Yedim içtim kana kana Nevrim döndü abi Finoyu kangal görürümde Kangal kangal değil tillahi Hemi vallah, hemi billah Çektim elhamdülillah! Finonun zikri tavada Koklar gibi fikri havada Bir heyet geçti aradan Bilemedim akla karadan Yalandan kim çatlamış Hemi vallah, hemi billah Çektim elhamdülillah! Sonsuz kurtulmuşları görmem Ebedi lanete gark oluşumuz Calvin’den Akla, bilgiye, anlamaya çağrılışımız Seçme ayıklama ilkesiyle Darwin’den Sayısı ile koyun Sürüsü ile doyun İmanı ile soyun Hacetten necat mı çıkar üretmeden! Hemi vallah, hemi billah Çektim elhamdülillah! Uzamış kalmış Çekmez içe boyun Hiç günde olmaz, bahta falmış Ulemadan sadık-ı sıddıktan Seriyeden sohbetine doyun Halvetinde var bir oyun Üç almağa bir pey koyun Hemi vallah, hemi billah Çektim elhamdülillah! İdrak yanım sızlar Bakarken biz, bir İsa’ya bir Musa’ya Uğrun uğrun kaş almış kızlar Meydan saz söz olmuş Al takke ver külah vızır vızır vızlar Zerafetin duyanda, işe uyanda Kaçağa; otomobil uçak arası hızlar Hemi vallah, hemi billah Derim elhamdülillah! Günlük güneş, bağ bahçe Derken gün şafaktan ağdı Soluna bakmayan sağdı Sağı bilmeyende soldu Böyle de demokrasim oldu Hemi vallah hemi billah Derim elhamdülillah Haklar yenmeye hazır löplükten Oyumuz çıkar değil sandık, çöplükten Dimağ, ağız susmuş yokluktan Tırnak az yer tutmuş ise tokluktan Toplum bilmeyiz yeriz çokluktan Hemi vallah hemi billah Derim elhamdülillah Şiştikçe şiştik, patlamadık hamdolsun! Avrupa birliğine girdik kam dolsun! Ne yazar Tuzla’da ölüme ki gam dolsun Dua edin,ekmeğinize göz yaşı dolsun Hemi vallah hemi billah Derim elhamdülillah İnim inim iniler bu yolda yolcu duranda En büyük hakimdir mührü tuğranda Şöyle bir seçimden seçime uğranda Ne çıkar bahtımıza,aşa kan doğranda Der, doğrucu Davut sen misin,o bağıranda! Söyler dil kamuoyu olmaz akıl ede peste Avazı ah eder göğüm, gönlü şikeste Hemi vallah, hemi billah Derim elhamdülillah! Nazende sakata mı geldin? Duyulanda tutulacak eldin Kaşık yapışmasa da, sinek konar reçeldin Yıkarken sel, umutken yeldin Hemi vallah, hemi billah Derim elhamdülillah! Zilletine yar olmam İlletine de, kar Alır da, alır başımı uzarım Sığmam ben Üzümlü hevenkte olsan kanmam Bağıntınla özgür olurda İçe alamaz yen Hemi vallah, hemi billah Derim elhamdülillah! 28.03.2009 Jean Calvin: Kalvinizm mezhebinin kurucusudur. Müminlerin cennete gitmesi kulun kendi davranışlarından değil de, Tanrı’nın yazgısı ile belireceğini söyler. Bazı insanların cehenneme gitmekten kurtulacağını Tanrı önceden belirtmiştir der. İnsan imanlı olamaz, ancak bunu insana Tanrı veriri der. Yani bazı insanlara sonsuz kurtuluş, bazı insanlarada sonsuz lanet ve azap önceden öngörülmüştür der. Hacat : İhtiyaç, gereksinim Necat : Kurtuluş, selamete ermek Löp : İri ve yumuşak et Kam : mutluluk, zevk, tat, dilek Sikeste : (şikeste okunur) kırılmış, kırık Hevenk : İp Ya da dikenli çalı parçasına üzüm salkımlarını takarak tavanda asılı tutmak süreti ile kış için saklamak |
İlletine de, kar
Alır da, alır başımı uzarım
Sığmam ben
Üzümlü hevenkte olsan kanmam
Bağıntınla özgür olurda
İçe alamaz yen
Hemi vallah, hemi billah
Derim elhamdülillah
manevi duygularla dolu çok güzel dizeler kutlarım sevgi ve saygılarımla