Ecel
Radyoda hüzünlü bir melodi var yine,
Bir kez daha beni alıp zavallı dünyamdan, bilmem nerelere götürüyor, Ezgi dünyasına dalmış ya bu gönül, Ne melânkoli, bak! Düşünde sevdâlar kur’uyor. Feleğe küsmek mi, nasıl? Kendi düşmüş ya yürek bu yangına; Neden başkasını asıp kesiyor? Belki çare yok; elim mahkum, düşkün sinem, bir başına kalmak ne zor! O da, benim canıma yetiyor. Zaman ne hızlı geçiyor, bak! şarkısını bile dinlemeden sevdanın, haşin bir ses, ezgileri boğuyor, Daha inadına sevmeden seni, doymadan, Yüreğimin düşü yarım kalıyor. Hesap zamanı mı geliyor, bilmem? Ecelime susamış ya can meleği, Kıyamet gibi sarıp dünyamı, darmadağın ediyor. Vakti, zamanı mıdır hiç bilmeden, Nasıl dayanacağını da sormadan yüreğin, Hoyratça söküp can bağımı, hiç acımadan koparıyor. Ecel türkülerine geçiyor şu radyom, Her vuruşunda sazına, tellerine Yüreğime toprak atıyor... 09.08.2008 - 2009 |