TİPİ
Tipi….
İki dağ arasında, bir yalnız yolcu Omzunda heybesi, Yün çoraplar dizlerine kadar ama, ne fayda Yüreği üşümede, geri dönse göz gözü görmez, ileride ise bilinmeyen Bir sigara yakmalı, dumanında ısınırcasına Ne yazık ki çakmağın fitili ıslanmış……… Ellerini oğuşturur, ne işi vardı bu kışta kıyamette bu yollarda, düşünür Düşünceler ısıtmaz ama…. Kendi sorusuna kendi durakladı Durakladı.. Durdu… Bir çam ağacına sırtını yasladı Geri döndü bir baktı, daha doğrusu bakamadan İzlerini bulamadı Kar taneleri düşüncelerinden ağırdı Düşünceleri parça bölük, Heybede yalnızlık.. Kimse yoktu bu ıssız yerlerde, Bir cıgara yaksaydı ah. Çakmağın fitiline bir daha baktı Bela okumayı sevmezdi, Bir lahavle çekti Ağzından çıkan duman havada bir kavis çizdi Gitti sonsuzluğa.. Durmak olmazdı, Yürümeliydi, Kurt, kuş sesleri sessizliği yırtıyordu İlerde ki köyde gurbet arkadaşı vardı Yolunu bulabilirse Evini bulabilirse Bir sıcak çorba bu kış günü Ne güzel olurdu, Taze bazlamanın kokusu burnunun direğini sızlattı O şevkle yürüdü yürüdü.. Artık fırtına kar umurunda değildi, yürüyordu Sıcak çorbaya doğru.. Yalpaladı, düştü, bir daha kalkamadı Sıcak çorba, kuru soğan bazlama sıcak sıcak Hep sıcak şeyler gördü artık… Kış sonu buldular, kar kalktıktan sonra Kardelenler gibi Hala gülümsüyordu Yüzünde sıcak çorba içenin tebessümü vardı Heybesinde ise Heybesi boştu Ve çakmağın fitili hala ıslaktı……… Bekir Tolu |
saygı ve selamlarımla