Kar İniltisi
özlemin bulutları suskunluğu sağarken
avuçlarının deminde geceyi sarardım gün eskileri toplardık turunç dallardan utangaç öbekli yüzün gecemi sarsardı nisanın ihtimalsizliğine serince gülüşünü uykusuz gözlerle beklerdim yansımalarını su olurdun dilimde kaygan uyutmazdın beni toprağının çatlaklarında şiirce seni saklardım teninin günahkar direncine öpüşlerimi asınca acım açlığım geçerdi tutkumuzun rüzgarıyla avuçlarımızın düşünde asılı bir resim olurduk gecenin gölgesinde şairlerin dansına dururduk dudaklarımız ölüm koridorlarını arşınladıkça birbirini kucaklayan parmaklarımız olurduk gökte yıldız yerde kar parlardı iniltilerimizle seviştikçe bulutların beyazında yorulurduk |