Daha çok küçüktü elleri
Daha çok küçüktü elleri
Oysa ne çok çatlak vardı üzerinde Ne çok iz, ne çok iş bitirmişti o ellerle Hayatın zorluklarına inat bir özveriyle Daha çok küçüktü elleri Yüreği yumruğu kadardı Bir o kadar yaralı, bir o kadar kırılgandı Mağrur, ürkek bakışlı ve endişeliydi Daha çok küçüktü elleri Oynamayı bırakalı ne kadar olmuştu? Eline ilk tornavidayı ne zaman almıştı? En son ne zaman terli terli su içmişti? Oynamaktan yorulmayı değilde En çok çalışmaktan sızlayan ayaklarını hatırlıyordu Daha küçücüktü elleri Çalışmaya başladığında henüz 7 yaşındaydı Evin en küçüğüydü, annesinin gülüydü Yaşam kavgasına yenilen, Üç kuruş için çalıştırılan, Koltuk altında taşıdığı sıcak emeğiyle Eve zamanından sonra giden Daha çok küçüktü elleri Kalem tutmasını bilmeden tuttu tornavidayı Oysa ne çok fişler yazacaktı. Ali gel oğlum yine daldın, tut şunun ucundan Yine takıldın okul ziline, hadi bak kendi işine Bırak hadi gir içeri onlar düş bahçesinin çocukları. Ali gel oğlum al hayallerini içeri. Daha çok küçüktü elleri Öyle kaldı hep, Kendinden ağır işlerdeydi hep, Yaşam sağırdı, bir çığlık duyuldu Azrail çıkagelmişti kapıdan Elinde kitap kalemle, son bir mutlu gülümseme Kuş gibi çırpan yüreği uçuverdi yerinden İş kazasıydı dediler, Üstünü eski bir iş önlüğüyle örtüler Daha çok küçüktü elleri Evin son beşiğiydi Abi sokaklarda tiner çeker Baba bir meyhane köşesinde kafa Anne zavallı, böyle olsun ister miydi? Sarılınca sıcak yavrusun henüz soğumamış bedenine Bir ağıt düştü yaşlı yaralı yüreğine. Baba ise umarsız nasıl olsa geride 7 tane daha vardı Patron susturdu onu bir şarap şişesine Daha çok küçüktü elleri |
acı mı acı...nedir bu...şanssızlık mı, insanlık ayıbı mı..
kutluyorum yüreği...
deftere hoş geldiniz arkadaşım...
güzel imzalarda buluşmak dileği ile...
sevgiler..