KIRIK BİR KALBİN ÖYKÜSÜ
KIRIK BİR KALBİN ÖYKÜSÜ
Güzelliğin olmasaydı aşkı anlamayacaktım. Aşkın olmasaydı güzelliği hiç bilmeyecektim. Ve her GÜLE bir BÜLBÜL olayım AŞKA öteyim. Uzattım ellerimi ay ışığına bir tutam pırıltı aldım diğer elimle bir yıldız kopardım gökyüzünün dalından onlardan taç yaptım başına. Kaf dağının arkasındaki güneşi ektim yollarına yeşersin diye. Karaca dağda yanan çoban ateşine yazdım son mektubumu nameleri aksın her gece rüyalarına. Uzaklar çağırır beni sensizliğe soğuk sessiz bir toprak düşer üstüme kırılgan bir parçanın notaları zincirlemiş beni yarınlara öksüz kumrular saçtım. Gece karanlığındaki sokaklara sensiz ve sessiz yalnızlık bıraktım. Soğuk bir kış günü bir tutam kar aldım elime diğer elimle bir sarı karanfil ve bir çam kopardım toprağından onlardan süs yaptım mezarıma. Gidiyorum yanakları yağmurlara bulanacak yarim mavi gecenin dalından bir yıldız kayıyor alacakaranlığın küskün şafağına hoşça kal ağıtlara bulanacak SEVDİĞİM. Artık gitmem gerek bu şehirden gidiyorum ÇÖL GÜLÜ mavi semaların körerdiği bu şehirden hayatın acı verdiği bu dünyadan gidiyorum hayal dünyamda aradığım mavi gizem gözlerinde kaldığı için gidiyorum ölümsüzlük bahçesine Güneşin batışına bakışımızı ve kara gözlerindeki gizeme bakışımı beraberimde götürüyorum acılarla. Ama son nefesim sende kalacak bunu da biliyorum Biliyorum gitme diyeceksin ama geride bıraktığım göz yaşlarını da yanımda götürüyorum ama şunu da biliyorum senden ve şu fani dünyadan ayrılığın ölüm bile olsa mavi bir ölüm olacağını. DILGEŞ MERİK |
ama şekil olarak aynı şeyi söyliyemem...
şiirden çok düz yazı gibi olmuş...
yüreğine sağlık...
sevgi ve saygılarımla..
aradığını tez elden bulman dileğiyle...