Bağrımız bizim
Ol sinenin hârından, derde duçâr oluruz,
Kana kızılcık deriz, güler ağrımız bizim. Fecrin kızıllığında, dilsiz naçâr oluruz, Ağrı dağına çarpar, şişen bağrımız bizim. Can’ı cana hapseder, sırça perde çekeriz, Billurdan ırmak gibi, ahd-e vefâ dökeriz, Kadir kıymet bilmezi, sinemizden sökeriz! Dil’e yasak koyulur, diner çağrımız bizim. Gâhî kaşlar çatılır, gâh asılır yüzümüz, Ağyâra meyletmeyiz, kat’a olmaz gözümüz, Bükülmez boynumuz var, Hakk’a dönük özümüz, Maşûklar dergâhında, olmaz eğrimiz bizim. Satır başını yakıp, efkâra düşse hece, En giriftâr suâlin, sırrın saklasa gece, Ne çıkar deli dese, bizlere fikri cüce, Menfaate saplanıp, şaşmaz doğrumuz bizim. Ne gelirse Amenna, kader diye yorarız, Nefse zebun olmadan, kalbe hesap sorarız, Ateş tülbendi ile, yaramızı sararız, Pervanelere benzer, belki çığrımız bizim. Gün gelir gözümüzle, dağdan kaya oyarız, Toprağa gönül verip, onla nikâh kıyarız, Beden yere düşerken, ruh sesini duyarız, Hey Makberî vurulur, bir gün sağrımız bizim… Makberî– Ahmet Akkoyun…..01/04/2009....21:55….İst |
bu şiir tarif edilemez öyle beş dakikada
büyük bir emek
yürekten kutluyor ve alkışlıyorum
sevgilerimle