İSTANBUL
İSTANBUL
Var mıdır? Başka bir eşin, benzerin, Bambaşka güzeldir,senin her yerin. Büyülüyor beni, o güzelliğin, Aşığınım senin, güzel İstanbul. Her yerinde, tarihten iz bulunur. Çamlıca’dan Kız kulesi görülür. Boğaz’ında, martıların süzülür. Seviyorum sini, şirin İstanbul. Üsküdar’da balık, ekmek yemeğe, Kumkapı’da, rakı, şarap içmeğe, Geceleri Beyoğlu’nda gezmeğe, Doyamadım sana, canım İstanbul. Milyonları aşkın, ilçelerinle, Geçit vermeyen, o caddelerinle, Tarihe mal olmuş çarşılarınla, Bambaşkasın bende, eşsiz İstanbul. Eskiden, ne idin, ne hale geldin, Yirmi yılda, sanki tanınmaz oldun. Demirle karışmış, betona döndün. Yine de bitmedin, büyük İstanbul. Yankesici, dolmuş, sokaklarına, Hüzün çökmüş, bütün insanlarına, Aç gözler saldırır, ormanlarına, Sonun ne olacak, şehrim İstanbul. Parklarına, gökdelenler yapmışlar. Sarayları, kadere terk etmişler. Genç kızları, türban ile örtmüşler. Sokakların, parsellenmiş, İstanbul. Tiyatrolar, gitmiş, kalmış anısı, Kültür merkezlerin, züppe yuvası. Bozulmuş şehrimin, suyu, havası, Senden kimler ne istedi, İstanbul. Nerde, beyfendiler, nerde hanımlar, Her yanını işgal etmiş, mafyalar. Şehri sahiplenmiş, işportacılar, Yolculuk nereye, sarhoş İstanbul. Bira içtiğim, o köprü nerede? Oyun oynadığım, kafeler nerde? Şimdi ki gençliğin, net kafelerde. Nerde kaldı? kültür şehri, İstanbul. Hep sevdim de, nedense sevilmedim. Sevsem bile, senden yana gülmedim. Gidiyorum, ama sana doymadım. Ben yolcuyum, sen hoşça kal, İstanbul. Ali (Eylül 2006) |
yazan yureginize saglik, kutlarim anlatim cok guzel olmus.TEBRIKLER!!!!!!
sAYGILARIMLA