Ahh be Mehlikâ ( 23. bölüm )Şiirin hikayesini görmek için tıklayın İstanbul Sarayburnunda başlayan ve 22 bölümdür devam eden , 3 senedir yazılan tamamı 250 kıtayı aşan Ahhh be Mehlikâ şiirinin 23. bölümü, aynı zamanda Ahhh be Mehlikâ adlı bir kitabım var. Resim o kitabın kapağıdır.300. kıtada bitirmeyi düşündüğüm bu şiir dostların teveccühleri sayesinde bu kadar uzamıştır
saygı ve selamlarımla
Gözlerinde sancılı düşlerin istidâdı
Başka bir yerde yoktu bu ızdırabın adı Zamanın kıskacında kıvranırken bedenin Ve hâlâ bitmemişti aşka olan nedenin ........................................Ahh be Mehlikâ Yüzünde gamzelerin kıvrım kıvrım yarılmış Gümrah saç tellerine acıların sarılmış İçeri girmek için kapıya uzanmıştım Sanki gördüğüm düştü uykudan uyanmıştım ........................................Ahhh be Mehlikâ. Oysa bunlar düş değil el ele göz gözeydik Yıllar sonra yeniden yeniden biz bizeydik Gözlerin bahçedeki masaya takılmıştı Rengi solmuş masada hayaller yakılmıştı ........................................Ahhh be Mehlikâ. "Biraz oturalım mı" diyen sesin meyustu An fırladı yerinden gözüm gözünde sustu Beraberce giderek masaya oturmuştuk Sanki geçen zamana prangalar vurmuştuk ........................................Ahhh be Mehlikâ. Bahçenin çevresini sarmıştı sarmaşıklar Onlarda bizim gibi ölümüne âşıklar Masanın tam ardında yaşlı incir ağacı Yaşlılıktan kırılmış dallar nasılda acı ........................................Ahhh be Mehlikâ. Kim bilir kaç bahara sesiz ağıt yakmıştı Kaç ümitsiz hayalde dalına ip takmıştı Sararmış yaprakları gölge yaparken sana Eğmişti dallarını hürmetle hatırana ........................................Ahhh be Mehlikâ. Mahzun çiçek gibiydin masada öyle yorgun Hangi küskün hayalin sancılarında vurgun Başını sağ omzuma dayayıp ta kalmıştın İşte işte o anda canımı da almıştın ........................................Ahhh be Mehlikâ. Kirpiğinden yavaşça yaşların süzülmüştü Bana bakan gözlerin nasılda üzülmüştü Yarın Sarayburnu’na gitsek dedin yeniden Telaşlı bir sevinçle fırlamıştın aniden ........................................Ahhh be Mehlikâ. Tam yere düşüyorken tutuyorken elinden Sızlatan bir ah sesi yankılandı dilinden Yavaşça bir elimi çekerken yanağından İnce bir kan süzüldü eyvah ki dudağından ........................................Ahhh be Mehlikâ. Yüzündeki tebessüm yerini kana serdi Bakışların son defa sanki bir selam verdi Yorgun bakışlarının kirpikleri kapandı İşte işte o an ki ölümüne bir andı ........................................Ahhh be Mehlikâ. Başın omuzlarımdan yavaşça yana düştü Sanki ciğerlerime birisi kuyu eşti Zaman mekân susmuştu akılda cinnet hali Matemin gökyüzünde yakacaktı hilali ........................................Ahhh be Mehlikâ. Hâlsizlik gözlerine acımadan değmişti Âsûmân kadar nazlı bakışını eğmişti Ellerin titremeye başlamıştı bir anda Bir başıma kalmıştım sanki koca Cihanda ........................................Ahhh be Mehlikâ. Makberî– Ahmet Akkoyun………..02/04/2009…………….20:30………İst ...................................Devam edecek |