REİNA
Arkanda plastik sandalye, ayakta elinde şarap kadehi,sağın ve solunda yemyeşil yapraklı çınar ağaçları,
Önünde eflatunlu çiçekleri,bana bakarak kurduğun düşünü anımsar mısın, Ayağında sarımtırak renkli terlik ve üçüncü merdivende güler yüzlü duruşun Bunları ne gökmavisi ne de parlayan yıldızların habercisinden değil, Bunların gönderdiğin canlı fotoğrafın gerçek yaşamından öğrendim. Düşünürdüm,geçmişimi,geleceğimi ve derdim kendi kendime Yaşamama iyimser bakmamı sağlayan çektiğim acıları hafifleten bana söylediklerin sözlerin Çünkü gözlerimi karartan bu sözlerin yüreğime akar giderdi, Oysaki ıssız gecelerde katran tutmuş haldeyim yalnızlıklarımla Donmuşum ama üşümüyorum tuzlu göz yaşlarımla düş etmek değil yerine seni görmek isterim Çünkü sen benim için her şeyden fazlasın Biliyorum bir dilin tüm sözcüklerini kullansam seni tarife yetmez, Ulaşılmaz oldun hep,dokunmak hissetmek ve deli deli yaşamak isterken seni kocaman bir yalnızlıktı Payıma düşen her şeyi ertelemeye çalıştım ama erteleyemedim sana benzeyen şeyleri, Su olsan dokunduğumda bozulurdun,bozulmayan bir şeydin sen Gidecek bir şey olsan sonun olurdu sonu olmayan bir şeydin sen Bunları sana yazarken ve seni düşlerken yoruluyorum desem dünyanın en büyük yalanı olur Ama yalanım yok yoktur.Ama inanmadın ve bitirdin,belki de böyle olması gerekiyordu senin, Çünkü bir telefonunu bile esirgiyorsun,konuşmayı hemen kesiyorsun , Konuşurken bile en zevkli yerinde bile kestiğinin farkında değilsin , Opdsss mi önemli ben mi? Bana müsaade diyerek,beklemeden gitmen doğrumudur sence? Bugünden yarına ne kalır bilmem ama sen kalırsın içimde yatağı değişmeyen ırmaklar gibi. Çünkü bana hep kendimi hatırlatırdın. Yakındın uzaktın özlenendin ama bugün değil yarın gibi bir şeydin sen. Bugün her ölümle biraz daha ölürken seni düşündükçe hayata dönüyorum. Gelincikler gibi tek bir mevsim değil dört mevsim köşe bucak. Bir tek benim sevgimle yaşasanda yine de seviyorum seni. Sensiz dallarını kaybetmiş ağaç gibi yapayalnız kaldım. Sen benimsin kimse seni elimden alamaz dediğin duyguların hiç biri ölmemiş ve o duygularının zamanı geldiğinde baş kaldırmış ve senin emrinden çıkıyor artık seni de kendi peşine takıyor. Çünkü sen onları çok uzun bir süre baskı altında tuttun. Haksızlık ettin... Her neyse her insanın bir hayat çizgisi olurmuş kimisininki uzun kimisininki kısa önemli olan o çizgiyi uzatmak değil o anları iyi yaşamaktır. Ben senle geçirdiğim her an için mutluydum ve her zaman maviyi evlat edinmiş düşler gibisin benim için. Sıcak bir gülümsemede baharda açan tomurcuklarda ve bir bebeğin masumane bakışlarında bulacağım seni kalbinin sahibiyle kal. Yapma bunu,sevgine sahip çık,bulamazsın bir daha seni bu kadar seveni, Belki gülümsersin söylediklerime,ama bulamazsın bir daha böyle bir sevgiyi, Unutma ki,hiçbir şey gerçek aşktan üstün olmaz,anlamalısın ki,faydasını ancak kucağında bulacaksın, Bunları bilmiyor değilsin,ancak bildiğin şeylerle örtüştüğünde mutlu olacaksın,gör bunları görebildiğin kadarıyla, Yine sen bilirsin,bildiklerinle kendini tatmin edebilirsin.düşünmek kolay,ama yapılması çok zor olduğunu unutma HAYDAR UZUN |
Bir dilin bütün sözcüklerini kullansam
Seni tarif edemeyeceğimi biliyorum
Ulaşılmaz oldun hep
Dokunmak, hissetmek ve dolu dolu yaşamak isterken seni...
Kocaman bir yalnızlıktı payımıza düşen
Herşeyi erteledim ama ertelemediğim bir şey vardı!
Sana benziyordu..
Su olsan dokunulduğunda bozulurdun
Bozulmayan bir şeydin
Gidilecek bir yer olsan sonu olurdu
Sonu olmayan bir şeydin
Uykuda görülecek bir rüya olsan uyanırdım
Beni rüyamdan uyandırmayacak bir şeydin
Simsiyah saçların olsun istiyordum
Ama baktım değil
Üç ırmağın birleştiği yerinden öpeyim desem
Aklıma ırmaklar gelir
Düşün ki Yılan Dağı'ndan aşağı iniyoruz.
Ve dünyada sadece 2 kişilik bir türkü kalmış onu söylüyoruz
Öyle bir şeysin sen
Seni düşündükçe yoruluyorum desem
Dünyanın en büyük yalanı olur
Yalanım yok
Bu günden yarına ne kalır bilmem ama
Sen kalırsın
Tıpkı yatağı değişmeyen bir ırmak gibi..
Yaşadıklarımız azdı.. zamana sığmadık..
Yaşamak isterken her şeyi bugün şarkı söylüyorsam
O gün şarkı değik
Şarkı gibi seni yaşamak isterim
Halkıma benziyordun
Bir yanın göç
Bir yanın toprak kokuyordu hep
Gezmediğim yerin kalmadı
Bazen yasaklandın bana
Bazen bir suç gibi boynumda taşıdım seni
Yedi telli sazımla bile anlatamadım
Sen bir uçurumun gülüydün
Ellerimi her uzattığımda
Bin kırıkla geri döndüm
Yasakların bile tanımlayamadığı bir şeydin
Haritalara sığmazdın
Her ülkede bir başka gülüyordun
Uzundun, inceydin
Dokunduğumda nereli olduğumu seninle hatırlardım
Bana hep kendimi hatırlatan bir şeysin sen
Uzaksın, yakınsın, özlenensin
Ama bugün değil, yarın gibi bir şeysin
Sen bugün her şeyi değiştirmek için çabalarken
Sen değişmeyen olarak duruyorsun karşımda
Kabul ediyorum dünyaya bu kalsın ama sen bilme...
Dünyada kaç iklim kaç zulüm kaç ölüm
Bir seni bunların karşısına koymak nasıldır bilemezsin, bilme...
Bugün her ölümle biraz ölürken
Seni düşündükçe hayata dönüyorum
Yeniden gecenin en karanlık yerindeyim
Bir sigara ateşinin aydınlattığı kadar ışık bile olsan
Yine de seviyorum seni...
Sadece benim seni anladığım kimsenin unutmamak için
Defterine not düşmediği ama hayatında hep dipnot olarak kalan
Kendi yasaklarım gibi unutmuyorum seni..
Dağları delmiyorum inmek istiyorum oralardan
Hepiniz gibi aynada saçlarımı taramak, günaydın der gibi sokağa fırlamak
Ve şarkı söylemek istiyorum
Adına aşk diyorlar gelecek diyorlar
Bana yetmiyor...
Her şarkımda sana bir adım daha yaklaşmak istiyorum
Bir başka dilden seviyorum seni...
Kırmızıdan daha huzurlu
Gelincikler gibi bir mevsim değil
Dört iklim köşe bucak
Kim ne derse desin
Geri dönecek yerim yok,
Bir kentin ortasında çığlık çığlığa kalsam da,
Yine seviyorum seni...
Bu bir suç duyurusudur..
Kendimi ihbar ediyorum...
YILMAZ ERDOGAN
sitemizde sadece kendinize ait emekleri paylaşabilirsiniz. bu kadar çok esinlenme! olması yasaktır sayın doğruluk
üyelik onayı alınmıştır üyenin
NesrinAkalmis tarafından 3/29/2009 6:29:08 PM zamanında düzenlenmiştir.