Sahipsiz Zamanlardan Arta KalanTarla çamuru; Yuvarlanırdı ayaklarından kadının. Kamyoncu nazarından fırlayan, Kayalar parçalanırdı, Tınısız noktadan. Umarsızca aşınırdı yol, Un fabrikasına uzanan.... Yirmili yıllardı; Kara kara ömrüne dolan. Sokak lambalarına düşerdi Akşamlarda hüzzam. Yağardı üzerine; Soluk soluğa çatlayan tavan. Fare korosunun si notasından Seslendirdiği gecede ezilirdi, An be an... Bilinmez; Kaç vakit kırılırdı omuzlarında buzdan Beklerdi, Sokağa bakamadan. Kepek tozuna bulanmış evde Kesik kesik tüterdi duman. Sütçünün yaban kazları eşiğinde, Çığlık atardı, Umutsuz bir ferman.... Şişenin dibinde kopunca zaman, Düşe kalka çalardı kapıyı adam... Kaçıştı aradığı; Üst üste binen yokluktan. Umut... Saman saman yüzünde sararan. Bilinmez, hangisiydi? Rakı kadehinde soyulmuş salatalık kadar sıkışan....... Nurhayat Nalçacı |
Düşe kalka çalardı kapıyı adam...
Kaçıştı aradığı;
Üst üste binen yokluktan.
Umut...
Saman saman yüzünde sararan.
Bilinmez, hangisiydi?
Rakı kadehinde soyulmuş salatalık kadar sıkışan.......
Yüreğinize saglık harika bir çalışmaydı..Saygılarımla..