gitmeliyim...uzun uzun konuştuk seninle dudaklarından çıkan her hece kalbimde kilitli kaldı duymuyordum artık seni sarsılmıştım yerimde kurtulmaya çalışıyordum kurduğun cümleler boğuyordu iyice derinlere batıyordum mavi sular kıpkırmızı olmuştu saatlerce yüzüme bakarak konuştun ben ölüyordum sen konuşuyordun tüylerim diken dikendi sensizliği tam dudaklarında hissettim ellerin ve gözlerin terkedilişimi alkışlıyordu sanki alay konusumuydum o gece kasırgadan yeni çıkmış gibi darmadağındı her yer saate bakıyordun bir yandan içimdeki yaranın üstüne tuz dökerek dudakların bir kez daha gitmeliyim dedi ben artık ben değildim sense tanımadık biri o saniyelerde yabancılaştık birbirimize bense tarihe baktım bir de saate gitmek isteyen sana sonra bir yudum su içtim bardaktan oturduğum yerden kalkmayı düşündüm ama o ben değildim seninle birlikte gitmişti ruhum unutmaya mı çalışacaktım artık seni yıllarca ikimiz için didindikten sonra unutmak için mi çalışacaktı bu yüreğim bu ben olamazdım bu sen olamazdın ben bu tarihlerde bunları yaşayamazdım cebimde bir sinema bileti verilecek hediyeler hepsi geride mi kaldı bom boş artık yüreğim derin bir sızıyla kaplı gözlerimde senden kalan yaşlarla elveda sevgilim kendine ve bana bir bak elveda sevgilim elveda.... |
Gittiğinize bin pişman oldunuz mu sonra?
"Oh, iyi ettim" mi dediniz yoksa?
Biri "ne olur gitme" diyorsa sizi hala seviyordur.
Siz, onu onca sevgisiyle bırakıp gider misiniz?
İkinci şans?
İkinci şansın şanssızlığına inanır mısınız? Yoksa denenmeli, hatalardan öğrenilenlerle ilişkinin temize geçirilmesine izin verilmeli midir?
Yoksa "düş yakamdan gidiyorum ben işte, yok sana ikinci şans filan! Senden bi halt olmaz, sen yine aynı sen! mi dersiniz siz?
Ben ikinci şansa inanırım.
İlkinde uyarı almadan, kafa göz yara yara yapmıştır etmiştir, ne yaptı ne ettiyse. Bilememiştir ya da bilmiştir ama öyle olması gerekmiştir.
İkincide de öyle olmayacağının garantörü görünmese de ortalıkta, yine de denenmeye değerdir.
İkinci şans “gitme!” diyene verilmelidir.