ACEMİ NALBANTÇürük tahtalardan geçer yolum; süzgeçlere takılmayan damlaların ıslattığı, dar geçitlerin ip köprülerinde. Zaman sallanadursun tozarak. O, elinde boyama kitabı, yüzünde ergenlik sivilceleri... Olmayacağını anlayanın ruh haliyle, köşeye sıkışmış doru gözlerle, dikiyorum yelelerimi önce ve sonra. O, acemi nalbant. Kanatır ayaklarımı, kaçıncı oyunda kaldığını unutarak. Bir gün daha çizer bıyıklarıma… Mustafa Kaya |