DA
Yıldızları aya batmış bu gecede, o;
Zamanı boyarken soluğuyla Unutulmuş bir dansın son figürüne gülüyor Sakallı heykelin köse gölgesinde İyi bildiğini gösterme lütfuyla Ayak izime tükürüp bulutlu bulutsuz Günden kalanları topluyor Dağların gölgesinde tırnaklarıyla Her yabancının kendine yetmeyen birkaç sırrı var Her sır, uzaklardaki telli duvaklı kavşak Hücrelere sürtünen yıllar var, şeritler boyu Hücrelere sürtünen yüzler soğuk Gecenin uyumuş halinde ulur köpekler Derileri hasarsız, kepsiz defile erleri Ayağını kaldırsa da anlamı yok diyorlar Anlamı, ay ışığında yırtılmış minare kılıfı Yazlık bakışların zamanı geldi de çattı bile Daha ince, terli, oldu olacak kokteylsi Umut dünyası denilen locadan düşürülmüş Gürültüsü gümrüklü sıfatlarla yüklü... Mustafa Kaya |