Bir Şehit'ten Gelen Mektup !
Ey, ben arşa uçarken, dünyada sağ kalanlar !...
Ey, adımı duyunca, bana dua salanlar !... Siz üstünde dururken, altındayım ben yerin. Dinleyin biraz beni, sesime kulak verin. Ben “Bülent Karaefe”, Terzi İsmet’tir babam. Yaşarken bu vatana, layık olmaktı çabam. Bin dokuz yüz yetmişte, Sarıbey’de doğmuşum. Neşemle etrafımı, hep neşeye boğmuşum. Bilerek hiçbir zaman, bir insanı üzmedim. Büyüğümü saydım hep, küçüğümü ezmedim. Çocukla çocuk olup, onlarla oynaşırdım. Sohbette yaşlılarla, çok çabuk kaynaşırdım. Güler yüzlü biriydim, hiç kaşımı çatmazdım. Selam sabah vermeden, adımımı atmazdım. İhtiyacı olanın, yardımına koşardım. Ağlayanla üzülür, gülenlerle coşardım. Yeşilli Mahallesi, şahittir sözlerime. Yalanım varsa eğer, kum dolsun gözlerime. Gün geldi yaş erişti, Vatana asker oldum Peygamber Ocağında,Vatan Aşkıyla doldum. Vatana kurban olmak, dilimde niyazımdı. Anladım ki Askerlik, benim alınyazımdı. Komutanlar sorunca, hemen öne atıldım. Uzman Çavuş olarak, Ordumuza katıldım. Tarif edemediğim, duygular yaşıyordum. Kabardıkça kabaran, bir yürek taşıyordum. Herkese söylüyordum, üstüne basa basa. Kalmamıştı zihnimde, hiçbir korku ve tasa. Her göreve çıkışta, bir garip oluyordum. Dünyadayken Cennetten, kokular soluyordum. Bunlar bir işaretti, bir şeyler seziyordum. Bambaşka bir alemde, dolaşıp geziyordum. En son gece rüyama, annem babam girdiler. Beni alnımdan öpüp, şevk ve moral verdiler. “Yakışır” dedi babam, “oğluma şehit olmak” “Gurur duyarız ancak, yok öyle saç baş yolmak” Anam kıyamasa da, helalleşti benimle. “Var git” dedi Cennete, “dualarım seninle” O gün sabah erkenden, heyecanla uyandım. Hazırlığımı yapıp, beyazlara boyandım. Helalleşerek çıktık, bölükten yolumuza. Melekler göründüler, girerken kolumuza. Şehadet Şerbetini, önümüze serdiler. Cennet anahtarını, elimize verdiler. Hiç tereddüt etmeden, alıp şerbeti içtim. Sırat denen köprüden, sanki uçarak geçtim. Sorgu sual görmeden, vardım o Kutlu Yere Naaşımı seyrettim, göğsümü gere gere. “Yarendede” kucakladı, beni bağrına bastı. Al Bayrağı kabrime, babam eliyle astı. Köyde misafir gibi, son defa ağırlandım Şehitler Kervanına, Duayla uğurlandım, Hayat hikayemdir bu, anlatın dostlar duysun. Adımı yüreğinde, en güzel yere koysun. Anama söylemeyin, duyarsa çok üzülür. O güzel gözlerinden, kanlı yaşlar süzülür. Acısı tazelenip, kahrolup yıkılmasın. Küllenmiş olan ateş, yeniden yakılmasın. Babam meşe gibidir, o dayanır dinlesin. Ben nasıl bir evlattım, bir kez daha anlasın. Kardeşime söyleyin, hep yaşatsın adımı. Sakın ha reddetmesin, ondan tek muradımı. Duyup da dinlerseniz, bunlar size son sözüm. Ben sizi görüyorum, üstünüzde hep gözüm. Uğraşın güzellikle, gönülleri Fetihe. Sizlerden son isteğim, ruhum için Fatiha !... İsmail SIKICIKOĞLU Sarıbeyler//Savaştepe K.S |
Tebrikler değerli şair
güzel ve destansı