MAVİ ÇAYDANLIK
Biliyor musun sevgilim..?
Seni o kadar çok özledim ki..! Başını omuzuma koymanı, manalı manalı gözlerime bakmanı Hüzünlenerek bana olan aşkını anlatmanı Yalnızlığımı paylaşmanı, acı dolu günlerimde yanımda olmanı Umutsuz bir gecenin sabahında, Beni öperek uyandırmanı... Mavi çaydanlıkta demlesen çayı İçsem çay yerine o tatlı gözyaşlarını... Derken; kapsan benden önce kumandayı, Beni ağlattığı için, hiç sevmediğim halde; Ama sırf sen seviyorsun diye; Acı, hüzün, keder, aşk, bol ağlamaklı Ve bir o kadar duygu dolu eski Türk filmlerine bakmayı... Ahh..! Bir bilsen ne kadar özledim. Her zaman ki pastahanede saatlerce Konuşmadan oturmayı ve sıkılmayı... Seninle sıkılmak bile güzeldi bee sevgilim... Hatırlar mısın ? Nasıl da bakardık birbirimize, gözlerimizin içine Gördüğümüz zaman yolda, tutuşmuş bir çifti el ele... Sende benim elimden tutardın Isınıverirdi birden soğuk ellerim ateşinle... Ya o ikimize ait olan yerde; Güneşin batışını seyretmeyi, kendimizi rüzgarın kollarına bırakmayı... Sonra ; mutluluğun verdiği sarhoşlukla dönerdik Küçük ama huzurlu evimize. Hııh ! hep ben yakardım sobayı, yakamazdın Koyardın üstüne mavi çaydanlığı, içmek için aşk çayını... Yatardık sonra ama istemezdik uyumayı Uyumak yerine tercih ederdik hayal kurmayı Henüz olmamış çocuklarımıza isim bulmayı Çoğu zaman, iyi geceler diyemeden dalmayı... Oysa şimdi öyle yalnızım ki ; Çok zaman oldu sobanın üstüne koymayalı mavi çaydanlığı... Ağlamıyor ve bulamıyorum artık O eski Türk filmlerindeki heyecanı Ve mecburum artık o pastahanede tek başıma sıkılmaya Offf bee Offf...Sensizlik ne zormuş..! Alışamadım sensiz kalmaya, gel artık sıyıracağım kafayı Koyalım tekrar sobanın üstüne mavi çaydanlığı Bulmasın bir daha bizi Yudumlayalım ki ayrılığı... İbrahim B. |
İçsem çay yerine o tatlı gözyaşlarını...
Bu ilk dizenin sonundaki -çayı-kelimesi olmasa daha akışkan olurdu belki şiir..., bilemiyorum..:)