Tanrı Ağlıyor
Bizden geçtiniz mi ey günler,
Kendinize bizsiz sevgililer mi bulacaksınız. Çayır yırtığı avuçların nasırlarında oyuklar boğuldu, Desenleri silik ellerin dokunuşlarında hayat yoruldu, Aşk çizgisi çatallaştı. Çatık kaşların gölgesine süzülemeyen ey günler; Paydos sireni çalan akşamlara döktük gözyaşlarımızı. Ağladık sanılmasın, Ne zaman, ne için ağlanır, biz ağlamak niyedir bilmeyenlerdeniz. Makinelerin sessizliğine alışmalıyız, Sussun tezgahlar, sussun homurtular, Ne ter buharı, ne de amelenin nefreti ; Çürüyedursun, Açılmaz olsun kapılar, Tanrının sele boğduğu kaldırımlarda ayak sürteceğiz. Bizde hüznü yetersiz gördü. Kendi ağlıyor hüngür hüngür. Şu umarsızlığa bak. Şu sele, şu suya bak, Şu parlamaya, şu gürlemeye, Şu acıya bak. Tanrı ağlıyor hüngür hüngür. Bize ağlamak yasaklanalı bir sevda geldi-geçti, Bir sevda Geldi-geçti ey günler, Bir sevda öldü, Bize ağlamak düştü. Oysa ağlamak yasaktı. Biz çürüyen parmaklıklarda pas, Küflenmiş doğramalarda mantar olanlardanız. Biz kapalı kapılar ardında ölümüne nöbet tutanlardanız. Biz Atomlarından molekül, moleküllerinden herkül olanlardanız. Kardelen olur karı deleriz, Sümbül olur buyun bükeriz, Biz Ölüp-ölüp dirilmesini bilenlerdeniz. i.durmuş |
ve de asla uslanmayan..
-Hayatın her tür yılgınlıklarından asla ders almayan..
-Ti ye alınmış yaşamlarda biz/tüm toplum..
-Ölümün bir kere yaşandığı gerçeğini göz önünde bulundurursak/işte tanrı bunun için ağlıyor diyebiliriz.Yani bizim defalarca ölmemiz/tanrıyı harekete mi geçiriyor...
-Giz bir şiir di/okunası çok zavkliydi.