39
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
1567
Okunma
Sanki Veysel’in türküsü gibiyim:Uzun ince bir yoldayım,gidiyorum gündüz gece
bilmiyorum ne haldeyim gidiyorum gündüz gece.Bende bilmiyorum Veysel baba
Aşk şarkıları söyleyen bir sonbaharın kışa dönüşmesinin verdiği,fani bir üşüme hissi
değil bu aşk’ın ellerimi buz kesmiş olmasına rağmen,ıssız bir gecede yokluğuna
mahkum bir ruhla seni yazarak unutuyorum üşümüşlüğümü..........................
Hayalimde can bulan espirilerini,kendimde unuttuğum ne varsa sende bulduğum her
şeyi özledim.Bitmeyen şarkıları,yazılmayan mektuplarla,söylenmeyen sözleri
özledim.Seni özledim,seni özledim bebeğim.
Gökyüzüne,hayali bir gölgeye dönüşüyor bedenim.O beden içersinde yaşnmamış
duguların düşlerini kuruyorum.Bir kasımpatı çiçek açıyor sarı taç yapraklarıyla.
ağlamak istiyorum,ağlamak istiyorum bebeğim.....................................
Çekip gittin kalbinin bütüm kapılarını kapatarak.Oysaki sende biliyordun seni senden
çok sevdiğimi,ne olur söyle,sevmek günah mı,insan sokaktaki köpeğide,kundaktaki
bebeğide sever.Yoruldum,yoruldum,seni sevmekten yoruldum..........................
Gidişin gidiş değil,belli’ki dönmeyeceksin
Hangi baharlarda güller açacak
Hangi yazlar yüreğimi ısıtacak
Üşüyorum,üşüyorum cehennem ateşinde üşüyorum
Bırak rüyalarımı yalnız bırak
Bitir umutlarımı bitir artık
Sana mahkum’muyum be insafsız be kitapsız
Üşüyorum,üşüyorum cehennem ateşinde üşüyorum
Ağlamak istemiyorum,ağlama gözlerim
Mevsim yağmurları gibi yağma ne olur
Sevmek için sevdim Allahım
Üşüyorum,üşüyorum,cehennem ateşinde üşyorum
5.0
100% (4)