YAZ KATİP YAZ
Yaz, katip yaz!
Hüseyn-i kerbela matem hakkı için yaz Oniki imam Şahımerdan hakkı için yaz! Öyle bir yaz ki dağ, taş ayaklansın Öyle bir yaz ki Karanlıklar üstümüzden uzaklaşsın Selvi söğütlerin gölgesine uzanmak özgürce Bir solukluk uyku çekmek ürkütülmeden Katığıma ekmek doğramak Yutkunmak lokmaları tedirgin edilmeden Ve Yayla rüzgarlarında soluklanmak Bahar dalı gibi çiçek açmak yamaçlarda Bozlak havasının derinliğinde Çocuk beşiği gibi salınmak Ve uğraşmak, ve okumak, ve yazmak muradım Yaz ki.. İnsan kılığında dolaşmasın silahlar Dolaşmasın bombalar insan kılığında Top değil, tüfek değil Bıçak, kama, şiş değil Kalem tutmalı ellerim benim Ve Savaş değil sevda türküleri söylemeli Dillerim benim Yanık bir hava tutturmalıym Karacaoğlandan Aşık Veysellerden, Nazımlardan Dere kenarında ki armut ağacının altında Düşler kurmalıyım geleceğe dair Düşler kurmalıyım sevdalarımdan Çocuklar oynaşmalı Cıvıl cıvıl kuşlar bahçelerimde Gelinler kızlar gezinmeli allı yeşilli Gelinler kızlar Sevmeye koşulu yüreğimde Yaz katip yaz! Eline kurban olam yaz Diline kurban olam yaz Bir bir kopartıldı Söküldü toprağından sarı çiğdemler Ateşe verildi Pir Sultanın asıldığı yerde Lale, sümbül, tekmil çiçekler Ve Boynu bükük şimdi Anadoluda çocukların Boynu bükük eli koynunda Anaların, kadınların, kızların Yetim çocuklar gibi kenara itilmiş sevda Yetim çocuklar gibi yalnız Görünmez, duyulmaz bir ses haykırır Titreşimi deprem yaratır haksızlığa uğramışların Volkanı içindedir yetim kalmışların Ateşi derindedir sevdalarının Anadolu gibi, Mustafa Kemal gibi Sıcaklık sana hasret ey halkım! dostluk sana hasret Yasını yüreğimde hissettiğim Ozanlar sana hasret Yolunu gözler hasretin Yolunu bekler, geç kalınmadan Böyle gitmek olmaz sevdaya Yüreğinde ki umutsuzluğu sil Korkuyu sil göz bebeklerinden Güneş gibi ışıldasın Çoban yıldızı gibi parlasın Bakışlarında yüreğin Ve İşte o zaman bükülmez Bükülmez! Sevgiyle güçlenen bileğin Yaz katip yaz! Noktasına virgülüne kadar yaz! Kara duman kaplamış Çamlıbelleri Kara duman oturmuş yüreklere Ağıtlar konmuş baykuşlar gibi Ağıtlar konmuş Sazımın tellerine Türkülere yanık kokusu bulaştı diye yaz Yanık kokusu geliyor Sivas yaylasından Yanık kokusu rüzgarlarda Ve Utancından başı yerde dağ çiçeklerinin Utancından boynu bükük şimdi Bizim orda menekşelerin Henüz uç vermedi toprağa düşmüş tohum Boy atmadı altın sarısı başaklar Oynamaya vakit bulamadı tozdan dumandan Sümük salya çocuklar Canlarım can olalım Dostlarım dost olalım Bakın... Gül tomurcuğun içinde hapis kalmış diyorlar Ha soldu, ha solacak, ha öldü, ha ölecek Bülbülün ayak seslerinde kulağı Son umut Gelmese de bekleyecek Ve bekletmek Ve gitmemek niye... Yaz katip, Üstüne basa basa, altını çize çize yaz Kızılırmak ateş almış Sıvas yöresinde Gökyüzünü ateş sarmış diyorlar Alıcı kuşlar kanat germiş havada Akbabalar Çamlıbelde pusuda Ey sevdanın kırık yolcusu Bir bak!.. Gözyaşları kirpiklerde buz tutmuş Bir türkü söyle ki erisin Bir türkü söyle ki yürüsün Bu ne gaflet?.. Çok mu zor bir türkü tutturmak Çok mu zor yürümek yan yana Yürümek sevdaya doğru Yürümek şaha doğru Yürümek insana doğru KAYA DEĞİRMEN |
İYİ ÇALIŞMALAR.