TETİKÇİ RECEP
Parkta oynayan çocuklara baktı,
Yaşam doluydu hepsi cıvıl cıvıl, Ne dert, ne tasa... Dalıp gitti gerilere on, on beş yıl, Çocukluğu: hüzün, acılar, yoksulluk, Belleğinde kötü anılarla dolu çocukluk... Anası babası ve beş kardeşi, Belki de onlardı Adana`nın en yoksulu. Bir sigara yaktı; Parkta oynayan çocuklara baktı, Pavyondaki Neriman`ı düşündü; İkisi evlenseler, yuva kursalar... Çocukları olsa boy boy, "Baba" diye bacaklarına sarılan, Onu deli gibi seven bir eş:Neriman! Arada sırada ona cilveden darılan, Ne güzel, ne güzel!.. Aniden eli yandı, Ne çabuk bitmişti sigarası? "Ne o yahu!" dedi, düşlerden uyandı. "Amma duygusal oldum ha!" O, bir tetikçiydi, Sevemez, sevilemezdi, Yuvası, çocukları olamazdı. Onun için "buyruk" ve "ölüm" vardı. Şef buyuracaktı; O vuracaktı. O katı, o duygusuz Recep, Neler düşünüyordu böyle!... Kızdı kendi kendine, Kızdı parktaki çocuklara. Çocuklara ateş edesi geldi içinden, Onlar değil miydi bunları aklına getiren... Böyle şeyleri hiç düşünmezdi, "Öldür" buyruğu gelir, O da gider öldürürdü. Kurbanını; hiç tanımazdı, bilmezdi, Neden öldürdüğünü merak bile etmezdi. Yüreği yufka mı olmuştu? "Aman, sakın ha!" dedi, Kalktı, oturduğu banktan, Şeften "buyruk" gelmişti sabahtan. Ellerinde on iki kişinin kanı, Böyle geçirmişti yirmi üç yıllık hayatını. Biliyordu bir gün o da... "Su testisiydi su yolunda..." Hızlı hızlı yürüdü, Kurbanının evinin önüne geldi. Bir sigara yaktı, Sigarası bitmeden kurbanı çıktı. Silah sesleri... feryatlar... Sokak taşlarında kanlar... Recep, ateş etti, kurbanı da... İkisinin de son bakışlarıydı dünyaya, Bu güzelim, canım dünyaya... Recep`in gözlerinin önüne çocuklar geldi. Yaşam dolu cıvıl cıvıl... Ve eşi olacak kadın:"Neriman" Onu öpüp, ona sarılan. Recep`in gözünün önüne gazete başlıkları geldi: "Kurbanı ölürken tetikçiyi de öldürdü..." "Tetikçi Recep, öldürdü, öldürüldü..." "Ölüm makinası... robot... kan kustu..." SAVAŞ YAVUZ |