Ben Büyürken de Gözlerinle Bayındırdı Bu Şehir
I
Aşkı öğrenmesin diye demirlerin terletildiği O uzun bacalı o kara şehirde Ecevit kuyruklarında masal meyvesine ulaşma zorluğunda ulaşılmış Ekmeklere sürdüğümüz margarinler vardı Üç öğün üç kardeşi doyuran Hüznün üç öğün konduğu gecekonduda Tavanından rahmet inen Biz doyardık margarin-ekmek üç öğün üç kardeş -Doyar mı çocuklar yiyince, anneler babalar- Bu şehrin en uzak köşesinde Her gün ayrı bir güneş doğar çocuklara Babası işten dönünce Sofrayı kurunca annesi Tüm hüzünler beni çekerken Yıkadıkça çekmeyen gömleğim ve pantolonum Annemin yüreği gibi aklaşırdı elleri değdikçe Akşam yıkanınca sabaha kururdu, annemin gözlerine inat Tüm sokakların çamurlarından örnekler taşıyan iskarpinlerimi Sen siyaha boyardın babam benim içim mavileşirdi Bu şehrin en uzak köşesinde anneler Kara önlüklerine mavi ikballer işleyip Her sabah okula gönderir çocuklarını Babalar ayetel kürsü koyar cebine harçlık Bütün pencerelerinde bu şehrin uzak mahallelerinde Hayallerini yastık altı yapan kızlar vardı uzaktan göz süzülen Ferdi Tayfur şarkılarını motifleyen çeyizlerine Her gün bir yangına atan on altılık bir yiğidi Dudaklarımın üstünde gençliğimin ilk esamesi tek tük Tek tük ışıltısı gözlerimde aşkın Her şehrin en uzak köşesinde Yüreğine ilk aşk değen delikanlıların Bir gecekondu kadar darlaşır yüreği Yumruğunda bir Köroğlu büyür her narasında Eylül gökleri haki olduğunda Biz bir sokak lambası altında memleket kuruyorduk Ben ilk aşktan ve liseden mezun muydum ne? Yoksa ben mecnun muydum ne? Hüznü göçmen olmayan bu şehirde Devriyeler mahallede bize devrederdi kederi Aşka ve memlekete sevdaya Teskeresiz sülüsünü erken alan yiğitlere Ben melale paratonerdim bu şehirde Sen bana paratonerdin leyla Tebdil-i mekan gözlerine, hicret gözlerine Hicret gözlerinle bayındır bu şehre, beni anla …………………………….. |