İKİ AĞIR YÜKŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Bir Hasan amcamız vardı mahallemizde... bir eşi ve bir de sevdiceği vardı, anlatırdı çekinmeden bilmeyen kimse yoktu yaşadıklarını. Elimin kalem tuttuğunu bilir sanki yazayım diye yalvaran gözlerle bakardı bana anlatırken. -Gitmiyor artık bu sandal kızım, dermanım kalmadı iki ağır yükü kaldıramıyorum derdi. 1977 yılında omuzlarındaki iki ağır yük ile Hakkın rahmetine kavuştuğunda yaşı 52 idi. Onun anısına. Parmağındaki yüzüğünde bir başka isim Kocaman yüreğinde bambaşka resimle yaşadı Seçimi yapamadı Yapmadı Sandalcı oldu çekemedi kürek Hayatını çarpıp, bölüp, eşitlediğinde Elde var iki kırık kürek Sol göğüste ise... Kocaman bir yürek ( Ha gayret gitmeli bu sandal, gidecek ) Dese de... Sandaldaki yük ağır, yara büyük Etraf sis, göz gözü görmüyor Sahil görünmüyor Liman yok Kimse yok Dalga çıkmakta Sandal yana yatmakta Su alıyor Battı batmakta Bir arpa boyu yol alamamakta, çırpınmakta Avurtları içine göçmüş, omuzları çökmüş İki ağır yükü artık kaldıramamakta Yüzükte başka isim Yürekte başka resim İkisi arasında yapmamıştı seçim Gözler ağlamakta Sandal sallanmakta Yakamozlar çağırmakta... O koca adam karanlık sulara Umutsuzca bakmakta... Batmakta. Sevim Erdoğan Tezel |
Kurgusu ve anlatımıyla güzeldi,
Sağlıcakla kalın.