Ya Muhammed
Gülleri gördükçe seni hatırlıyorum ya Muhammed,
Güllerden daha güzel seni, Aramıza hoş geldin ya Muhammed, Rebiyülevvelin on ikisi. Söndü Mecusilerin bin yıllık ateşi, Yıkılan Kisra’nın sarayındaki on dört şerefeydi, Doğdu yıldız, dedi ki Yahudi alimleri, “Geldi işte insanların Son Peygamberi." Baban göçmüştü doğumundan önce, Doyamadan daha Ebva’da da Amine, Kalmadın hamisiz sekizine kadar dedende, Sonrasında Ebu Talip’le, göçünce Abdulmuttalip de. Geldiğinde kırk yaşına, Otururken Nur Dağı’nda, Cebrail indi salavatla selamla, Ve sana dedi ki “İkra!” Rahmetsin sen bütün alemlere, Kılavuzsun insanlara ve cinlere, İslam dendi bu son ve tam dine, Ne mutlu onu kabul edenlere. Alaylara, hakaretlere aldırmadın, Allah’tan başkasının yanında yer aldırmadın, İşkencelere imanla dayandırdın, Yine de yayıldı İslam usandırmadın. Hicret ettin Medine’ye, Ay doğdu üzerlerine, Görününce Veda Tepesi’nde, Bir coşku, bir sevinç ümmetinin yüreğinde. Bedri kazandın üç bin kadar melekle, Hz. Hamza ulaştı Uhud’da şehadete, Geçemediler, geri döndüler Hendek’te, 630’da girildi tekrar Mekke’ye. Dedin ki Veda Hutbesi’nde, Sımsıkı sarılın Kur’an-ı Kerim’e ve sünnetime, Güvenmeyin Allah’tan başka kimseye, O’dur ilaç olan bizlere. Yine Rebiyülevvelin on ikisi, Dudaklarından döküldü “La ilahe illallah” cümlesi, Dostuna kavuşma sevinçlisi, Refik-i Ala’ya yükseldin ümmetin Sevgilisi. Ben Seni görmeden sevdim ya Muhammed, En berrak duyguları sana besledim, Sen ki iki cihan serveri ey Muhammed, İlkin sevmeyi ben senden öğrendim. |