VURULDUM DÜŞLERİMLEkapandı kapısı hücremin yine soğuk yine karanlık yine yarım adımlık voltalar payıma gökyüzü beton yığını dumanı yok cıgaramın özgürlük soluyorum ve ellerini katıp voltama güneşi topluyoruz seninle içerim sıcak şimdi üşüdükçe gözlerini içiyorum bedenim yorgun sensizlik kramp gibi kıvranıyorum daracık köşemde seni görüyorum dağları güneşi gökyüzünü zozana exté’deyim kelebekler uçuşuyor yeşil çayırlarda kuzuların meleşmeleri kulaklarımda dağ melteminin dokunuşu tenimde vadiler sevişmlerimizi saklıyor ve çemé çeto’nun suyunda görüyorum ikimizi suyun içinde gözlerin su gözlerinin içinde seni içiyorum avucumdaki suyun içinde bir nâra ki dilimde zılgıt zılgıt "ez bé te ne jînim" le yükselir feryadım dağ sökülür yerinden dökülür zozan oyy bu ne sevdadır üstüme kokun siner kekik tadında karanfil kıskanır yanaklarını bir tadımlık alayım dedim karanfilden kekikten tam tutunacakken ellerinden iki damla yaş süzüldü gözlerimden bir merminin acısı şakağımda vurulur yarınım vurulur düşlerim böyle bırakıp gitmezdi ellerim bilirsin neyleyim bu çemé çeto’ya son gidişimdi benim yılmaz YANARDAĞ 02/12/1992 18/02/2009 IĞDIR ^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^ zozana exté = ağrı doğubayazıt’ta eğte yaylası çemé çeto = çeto deresi ya da çayı ez bé te ne jînim = ben sensiz yaşamıyorum |
Ve zamanın zalim aşımına uğratmadığın an
Bil ki ben en aydın rüyalarla
Yeni ve Umut dolu bir güne gebe yatıyor olacağım..
Senden gelen her satırda
''erken inmeye utanacak gece mahpushaneye''..
Bir avuç toprağın dahi yasaklandığı
Hücremin nemli kokusuna inat,
Kır çiçeği tadında
Serin dağ rüzgârları misafirim olacak
Yüzüme,
Gözlerime,
Ve
Soluğuma..
Ben bu şiire yorum yapamam,ateşten bir çığlık yapıştı boğazıma ve hala sıkmakta ve sustum,ben sustum...................
Slav û Rêz Mamoste