KARADENİZDüşmeye gör Karadeniz sahil boyuna Mevsim birde ağustos olursa Her yer yem yeşil Ama bir yanda ise mavi Kendinle çelişirsin orada Yeşilimi seyretsem Maviyi mi ya da Ama nereye bakar isen bak İşte demek gelir içinden İşte cennet burada Sahilden ayrılır ilerlersin yol boyu Gittikçe yollar daralır Ardı ardına dağlar sıralanır Şimdi varırım doruğa dediğin anda Bir başka dağ gelir karşına Bir mola verirsin çeşme başında Her taraftan farklı sesler gelir İnsanın gönlü orada kalır Dalmak istersin bir bahçeye Bende toplayayım dersin yeşil fındıkları Ama durursun bir an Kulağını kabartıp sesleri dinlersin Bir türkü gelir kulağına Hekim oğlu derler benimde aslıma Aynalı martin yaptırdım narinim kendi neslime Dalar gider insan yıllar öncesine Bir başka yerden bir türkü gelir derinden Ah yine yeşillendi fındık dalları Acep ne olacak yarin halleri Türkünün biri derenin içinden gelir Bir diğeri tepenin başından Bir ses daha belirir bir anda O an dönersin o yana Önünde bir katır fındık yüklü Deli kanlıda manalı bir türkü Ordunun dereleri aksa yukarı aksa Vermem seni ellere ordu üstüme kalksa Katır yükü çeker Deli kanlı türküyü Kolay değildir orada yaşam Ama zevk verir ayrılamaz insan Gençler hayal kurar Düğün olacak hayali Birde fındık para eder ise O zaman gelir keyifleri Gönül ayrılmak istemez ama Yaylalar vardır yukarılarda Buz gibi suları Yem yeşil çayırları Gelir kulağına kuzu sesi Çobanın dertli kavalı Çobanda dertli çalar Kavalda aşkını arar Yanık gelir kavalın sesi Melodi ise akkuşun gürgenleri Doyulur mu sana Karadeniz Doyulur mu Senden uzak kalmak öyle kolay olur mu Sende seni yaşayanlar Sana hasret sana sevdalılar HASAN GENÇAY 10 02 2009 |