Hiç İşte
hani şöyle sizi gören,
duyan, bilen... der ki bu adam, adam gibi adam. kim kimi bilebilir ki kim kendini bu kadar kolay, çabuk ve acımadan yok edebilir ki... gönül ummanında bir sal var açıkta, boş, sahipsiz... anılarla dolaşır kendince... düşüp de yollara, can mısın sen diye gözlerinin derinliğe bakmaya gelenin çılgınlığını yük diye almış o sal. romanlardan, hikayelerden ya da bilmem nelerden isimlerle seslenen yüreklerin sessiz dokunuşlarını almış yüküne... kimi sevmiş, kimi sevdiğini sanmış... birinde yangın, öbüründe bir garip yel... öyle bir sevgi, öyle bir nedensizlik... sahibini ararcasına salınır enginde... aşk desen değil, sevda hiç değil, sevgi desen yok. burda dert çok... kahverengi gözler, verilmemiş sözler, vefayı özler, öylece gözler. SERAP HOCA |