YİTİK ZAMANDAKİ YALNIZLIĞIM
Terk etmek istemiyorum,
Sevdamı, varoşlarında bıraktığım bu şehri. Hep seni düşüneceğim, Yitik yalnızlığımın Akşamı izleyen saatlerinde… Kan rengi şarap tortusunda, Geçen yılların izi! Sürükler beni her gün Ulaşılmaz düşlerin ardı sıra, Meydan okur yüreğim boşuna, Söz geçiremediği zamana… Umut vaat etmiyor sabahlar! Her yeni doğan gün, Batışı gibi kasvetli… Yitik yalnızlığımı anımsatıyor bana, Bir de, veda ettiğim umutlarımı… Bir sabah uyandığımda, Belki de seni bulacağım yeniden Karanlığa tutsak düşen düşlerimde! Yitik zamandaki sevdalarım, Geri dönünceye dek, Uğruna çektiğim çilelerle avunacağım! Azgın fırtınaların, Azametli kükreyişiyle Yeniden yaşamı müjdeleyeceği zamanda, Kıracağım yitik yalnızlığımın prangalarını! Özgürlüğe atacağım, Asırları adımlayan adımlarımı... |
Seslerin, ritimlerin, ahenklerin kaynaşmasıyla hisleri, intibaları, heyecanları güçlü bir şekilde anlatmışsınız.
Tebrikler…