tekerrür... 'eski
daldı gözlerim…
saat yine çalmamış.. ‘eskimiş küflenmeye yüz tutmuş ne de az şey kaldı avucumda’ dedim… nice gözyaşları.. kaybedişler… gidişler.. her birinde, hep bir yerlerde bir parçam kalmış, bense toplamışım hepsini tek tek… öyle olmasaydı sineye çekişler yazardım umuda karşı büyük oraklarımla. cevaplamaya korktuğum bir kaç soru daha çekiyorum düşünce şapkalarımın birinden.. benim havuzlarım yok. boğulmuyorum artık düşüne düşüne.. ipin ucuna denk geliyor işte, iğnenin ters tarafını batırmışım hep kendime… ondan delik deşik olmuş ellerim kanıyor. sizin suçunuz yok. nicee ‘keşke’ler birikmiş… bakıyorum da cevaplayamadığım herşey pişmanlıklarımdan geçiyor. aslında hepsi küflenmek üzere.. hoş, sevmem ki eski kokuları.Megolamanımdır kendi tütsülerime.alışamadım yine. oysa küçük’tüm ben. değil mi? hayat yeni başlıyor demiştiniz hep. alışamadık işte. burda ortak yarık kıtalarımızın bitirdiği sözler. kim sevebildi ki henry ‘î maria ‘yı bırakıp gitti diye?? hanqimiz acılarımızla sevişirken büyük bir haz duyduk? yanmadık, bağırmadık , kanamadık hiç? ‘şimdi kabuk bağlamaz oldu hiç bir yara.’nice şairlerde yazdı ağlayamadık.tükendik düşündükçe daha karamsardık hep iskenderden de kötüydü özdeyişlerimiz… büyüyemedik, yeniden dirile dirile… başa döndüğümüzü sandık. oysa yaşadıklarımızdan hep bir adım öndeydik o kez. başa döne döne yorulduk hepsi bu dedik. ama farkedemedik. ne yazık farkettiremedikte.. ve aslında hepimiz kaçmaya çalışıp biraz daha yaklaştık.. başladığımız yere dönebilmek için… sadece; acı yetti… umutsuzluk yetti… bordo perdeler yetti… alkol yetti… yazmak yetti.. kolayı tercih ettik… bu da bizi mutlu etmeye yetti... |
teşekkürler.
saygılar.
selamlar.