hesapsız aldanışlar...
topraklarım çatlıyor habersiz
sularım kuyularda son damla yeşil alanlarım çöl arefesinde ben hala zil-zurna sarhoş, sokaklardayım yata kalka hayatı içmekteyim neyse bozulmuş ruhumun sahipsizliği anlayamadım... bitmeyen gafletin zıpkın vuruşlarında çırpındıkca nefeslerim katran zehiri kustukca günahları, ay ışığı batışlarda yıldızlar ortalıkta toz duman medetlerim, loş ışıkların kudretlerinde belkide zaman kalmadı yarınların nurlu sabahı gülüşlerine hesapsız aldanışlar... varsın bahtımın baharları acizliğime yolcuyken geçmişin yanlışlıklarında ezileyim öylece imdatlar dilenme bana sen dualarında nefsimin ihanetlerinde yalancı cennetlerdeyken kör olmuşsa gözlerim, kalbe kara leke düşmüşse bırak leşleşmiş ruhumu harabelerin viran kasırgalarında savrulayım güzel hale dönmelerim olmadan bitmişliklerin ardından yok olayım dönmemecesine ateşler içinde kalayım ezalar mükafatım olsun! |