SEN VE YALAN
Gözlerimden akan yaşlarımın, yanaklarımda bıraktığı gergin bir his.
Boğazımda düğümlenen, içimde bir yara haline gelen sözlerimin, Günlerime yansıdığını göremedin, sensiz ne haldeyim bilemedin. Söyleyemedim, her saniye aklımda oluşunu ve göremedin, yollarda ayak izlerimi. Gülüşün geldi şimdi aklıma, tebessüm ettim birden, yeniden .. Saçlarının, rüzgarla dans edişi, gözlerinin o huzur veren ışıltısı, Ellerinin, serçeyi bile kıskandıracak narinliği ve o sesinin içimi eritmesi Bir biri ardına canlanııyor ve kalemime sayıklatıyorum her defasında ismini.. Biliyor musun? ilk kez yalan söyledim. Ayna karşısında sensiz mutluyum dedim. Akşam oldu, gerçekle yüzleştim.. Odamın ışıklarını kapatıp müziği açtığım zaman O vicdansız, acıklı, şarkı sözlerinde buldum gerçeklerimi.. Ve birden bağırdım, haykırdım.. Kimse duymadı sesimi. Sankili biri ağzıma yastık dayamıştı, sankili karabasan çökmüştü. Sesim çıkmadı. Duyuramadım sesimi.. Bağıramadım, içimdekini söyliyemedim. Oysa bu yalandan kurtulup, gerçeği söylicektim bağırarak dünyaya, hayat bile istemedi bunu.. Anladım birtanem, bizim yollarımız hiç birleşmicek.. Sen orda, ben burda, uzaktan bile sevemicez belki. Seni bilmemde birtanem, içimde yeni bir sen doğmuştu. Ve o sen, bir beni, getirdi dünyaya. Çırpınışlarım nihayete varamadı. Kurtulamadım, benimle birleştin bir anda.. Ömrüm bir sokak köşesinde, loş bir ışık altında, yağmurun gözyaşlarımı sakladığı gecelerde geçicek. Eğer ararsan beni köşe başlarında, zahmet etme, zaten gölgende saklıdır gerçeklerim.. Yok aramazsan eğer, tükeneceğiz göz göre göre, şu içimi yakan yalandan kurtulamadıkça.. |