NAZLIM
NAZLIM
Ellerin, Avuçlarımı ısıtırdı ellerimdeyken Bakmaya kıyamazdım gözlerine Fırtınalar kopartırdı yüreğimde Sözlerin Unuttuğumda bazen kendimi bile Aklıma ilk gelen ismin olurdu Ah. Nazlım, Sen gittin ben dağıldım Aklım savruldu boşluklara Dört duvar teselli değil Dört duvar evim değil artık Hapishane Dudakların, Dudaklarımda titrerdi Başımı döndürmeye yeterdi bir bakışın Ok gibi saplanırdı kirpiklerin Yeşil gözlerin ak(ı)la zarardı Ve ben, Unuttuğumda bazen kendimi bile Aklıma ilk düşen gözlerin olurdu Ah. Nazlım, Sen gittin ben ben’de değilim Gel kurtar bu zindanlardan beni Mahkumiyetimi doldurmadım mı daha Halâ bir umut var biliyorum Tan yeri ağarıyor, Gece dönüyor sabaha. Ve sen, nazlım Gittin de unutabildin mi beni Zannetmem Unutulmayacak bir aşktı bizimkisi Divanelikte en uçta olan Bir tek biz vardık sanki koskoca evrende Kalanı yansımaydı Kırılmış aynalardan geriye kalan Hüseyin AKOVALI |
Ve siz hem yazım, hem akıcılık, hem uslup, hem de yazım kuralları olarak gerçek anlamda şiir yazmışsınız.
"Yeşil gözlerin ak(ı)la zarardı"
Özellikle bu dizenizi aldım. Harf kaymalarının şiiri ne hale getireceğini en güzel şekilde açıklamışsınız. Okunuş ve yazılışının nasıl olması gerektiğini açıklamış olmanız, kaybolmakta olan dilimizin gelişiminde çok önemli rol oynamaktadır.
Teşekkür ediyorum paylaşımınız için. Kutluyorum kaleminizi ve saygılar yüreğinize