Garip Bir Rüya
Hayat,
Sana verilen bir kavanoz fıstık ezmesi, Ezilmiş ama tatlı, çok yiyince içini yakan, Az yiyince tadı damağında kalan. Hayat, Gözleri kırmızı kırmızı bir bebek ağlayan, Bir başkasını kucağında asla susmayan , Annesini, ona uzanan bir eliyle suçlayan. Hayat, Şuurun altında bir karanlık karışan, Sokakları ve apartmanları bazen de dağları olan, Günahları rüzgârlarda saklı, üşüten donduran kesen. Hayat İçinde sıçanları çay partilerinde bir lağım akan, Kanalları aşklarla tıkanmış, Arzularla dolu boruları sık sık yeryüzüne çatlayan patlayan. Hayat, Benim mutfağımda sıcacık çay çoğu zaman, Biraz sulu ama tadı da yerinde olan, Demlenmeden yeterince asla zevk veremeyen. Hayat, Aslında garip bir rüya anlaşılamayacak kadar mükemmel, Uyuyunca farklı farklı biçimlenen, Uyanınca nasıl bitmiş bilinmeyen, bilinemeyen, Düşünülmesi, sorgulanması, ders alınması, tadına varılması, sakin olunması, korkulmaması, Çok da yorulmaması , Kaçıp bırakılmaması gereken… |