Hoyrat Eli
tüm acılar yokluğunda başladı
yapıştı yakama hasretin eli gülüp oynadığım günler çoktan kayboldu sensizliğe alışmadı yüreğim bir çınar ağacında ince bir daldım ateşlere attın yandım kavruldum bir deli rüzgarla savruldu külüm dört bir yana dağıldı kıvılcımlarım... her nereye düştüysem yaktım orayı hesapsız kaybettim arzularımı sonra yağmur yağdı sonra kar yağdı bir anda karıştım coşkun sulara sonra bir gül açtım bir taş dibinde açtım baharınan goncalarımı bencilce kopardın dalımdan beni taktın saçlarının kıvrımlarına... oysa günden güne sarardım soldum duymadın haykıran acılarımı bir akşam çıkarıp attın sokağa öylece karıştım çöp yığınına sonra yine ateş sonra yine kül sonra yine yağmur sonra yine gül sonra yine hoyrat elin yaralarımda yana, yana kül oluşum boşuna kül olasın demiyorum kül oluşum gidiyor mu hoşuna? Ozanca/İzmir |