MEHMET'İMDavul, zurna ile düğün yapar gibi gönderdik Seni askere, böyle miydi ahdimiz böyle mi dönecektin? Mehmet’im, ne hayaller ettik ne düşler kurduk Hepsi yalanmıydı? yoksa şakamı yaptın Mehmet’im Şaka yaptım de, şaka yaptım de dön ne olur Dön Mehmet’im. Geçen nişanlını gördüm Mektup yazdım diyordu hani çok seviyordun Mehmet’im Cevap bile yazmadın, saklandın Tabut denen o tahtanın içine yükseldin, Yükseldin çook yükseldin üzdün bizi, Üzdün bizi sen yükseldikçe biz üzüldük Mehmet’im o yaşlı anneni hiç mi düşünmedin Çıldırmış zavallı adını bile söyleyemiyor Mektubu gözyaşıyla yazan melek yüzlü bacın Vardı ya işte o da yok artık yokluğuna Dayanamadı. Mehmet’im ha baban mı sorma Mehmet’im sorma senin gelmeni bile bekleyemedi Haberin yetti garibin gitmesine Arkadaşların geldi Ali, Osman, Onur Daha niceleri ant içtiler kanın yerde Kalmayacakmış Mehmet’im kalleşleri ininden Çıkartıp senin öcünü alacaklarmış Gözümün önünden gitmiyor Mehmet’im otobüse Binip el salladığın son vedan El salladığın son vedan o olduğunu Bilseydim ben de seninle gelirdim Mehmet’im biz candan arkadaş değil miydik? Sen şehitsin Mehmet’im makamın güzel Olanlar bize oldu özleminle yanıyoruz Her giden Mehmet işte böyle yaktı Her sıkılan kurşun bir acı bir kin bıraktı Ürperirdim mezarlığa gitmeye Mehmet’im Şimdi koşarak gidiyorum. Çünkü Sen oradasın mezarının taşında resmin var Adın yazılı orada da mı nöbet tutuyorsun Mehmet’im varıp konuşuyorum ama Tenezzül edip bir cevap bile vermiyorsun Bacın ve baban yanında annende yakında Geliyor rahat uyu rahat uyu Mehmet’im Buradaki emanetlerini biz arkadaşların Koruyoruz koruyacağız rahat uyu Rahat uyu Mehmet’im ruhun şâd olsun |
Birinci vazifen, Türk İstiklalini, Türk Cumhuriyetini, ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir.
Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegane temeli budur. Bu temel senin en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi, seni, bu hazineden mahrum etmek isteyecek, dahili ve harici, bedhahların olacaktır. Bir gün istiklal ve cumhuriyetini müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkan ve şeraitini düşünmeyeceksin! Bu imkan ve şerait, çok namüsait bir mahiyette tezhür edebilir. İstiklal ve cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın, bütün kaleleri zapt edilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şeraitten daha elim ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalalet ve hatta hıyanet içinde bulunabilirler. Hatta bu iktidar sahipleri şahsi menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle techit edebilirler. Millet, fakr-u zaruret içinde harap ve bitap düşmüş olabilir.
Ey Türk İstikbalinin Evladı !
İşte, bu ahval ve şerait içinde dahi, vazifen; Türk istiklal ve cumhuriyetini kurmaktır ! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur.
Mustafa Kemal ATATÜRK