Kırmızıydı Doğuruyordu Toprak...!
TOPRAK...!
Zulüm tarlalarında İki ömür çürüttü kederler, Bağrına taş basa basa. Kahırlar sıralıydı Efsanelerinde dillerin, Ölüm kokuyordu toprak. Gün kırmızıydı, Yön kırmızı, Kan kırmızıydı şafak. Sonsuzluğa haykırıyordu Çığlığı atlası yırtarak. Kırmızı silüetler dolaşıyordu, Kırmızıydı hortlak. Sonbahardı, hazandı çöken, Rüzgardan yanmıştı, Islak, kırmızı yaprak. Ağlamakla örtülüydü, Kefenlenmişti toprak. Tutunup kalkmak yoktu. Çıkmazlarda dizili Tanelenmiş inciler. Daha aralanmadan Nasırlanmıştı acılar. Zil çalan kör gafillerdi, Cüretleri zamana mahsup. Yetinmez kuklacılardı, Kan kırmızı öz alan. Sevinmek yasak, Gülmek, Kırmızı gülleri koklamak. Tarifsiz acılardı saran umudu. Kapkara gökyüzünde, Kan kırmızıydı bulutlar. Az kalsın yıldırıma dönüşecekti, Yağmur sanacaktı toprak. Pıhtılaşmıştı zaman, Akmıyordu ağacın damarlarında. Yürekler donuk, Narın çığlığında azrail, Son çağırışlarını haykırıyordu. Ölüm dökülüyordu meşelerden, Kalmamıştı örtünecek yaprak, Rahatlıyordu artık, Sonsuzluğa açılan toprak. |
Rüzgardan yanmıştı,
Islak, kırmızı yaprak.
Ağlamakla örtülüydü,
Kefenlenmişti toprak.
harika dizeler ...
tebrikler...