Sokak taşlarıYıkıntılı sokak taşları Geçmişten kalan Rehaveti var nemli duvarların Adını yazdığım kışın son ayı Martın demlerindeyim bu sabah Geçmiş zaman habersiz Bahara bir adım kala seni düşünüyor üşüyorum Yüreğimi dinledim bu gün Işıksız gölgelere ses vermiyor nefesim Dargın martılar gibi kavgadayım Şimdi göç zamanı yine ayrılıklardayım Aşkın mevsimi bahar Daha gelmedi sen gideli Ötmüyor minik serçe küskün Uzanıyor öfkelerim zamana Şimdilerde herkes bir yabancı Tanıdık eş dostta kalmadı Akşamı selamlayan küçük balıkçı tekneleri Denizi şenlendiren canlar yok Düşünce dalgana kızan bağıran Sesine küfreden yok Şarapçı gittiğinden beri Selvi rüzgara ninni söylemiyor Parkın adı değişti sonrada kendisi Kaldırım taşlarının cinsi bile Kesildi söküldü yakıldı çınar ağaçları Gölgesine saklanmıyorsun diye Oysa ne çok severdik Çamlıca’dan inerken lavanta kokulu sokakları Artık bıraktım insan olmayı Sevmeyi sevdayı ayrılığa ağrılara koydum Onca yıllarımı Canımı Candaş’ımı Selamı kestim tüm dostlarından Dostlarımdan olmayanlardan Hatırını sormuyorum konu komşunun Sensizliğin bahanesindeyim göğe |