ONLAR
Onlar,
Tarihin kara günlerini adımlıyorlardı, Ayakları yalın, Üzerlerinde incecik ve yırtık giysileri Sırtlarında top mermileri, Yürüyorlardı tan vaktine doğru… Gökyüzünde kararan yıldızların Yerini alan irileşen gözleri, Geceyi aydınlatıyordu… Ve sırtlarında parlayan top mermileri, Güneşin doğuşuna tanıklık edecekti Yirmi altı ağustos sabahı! Dağların, Şükür secdesine eğildiğini görecekti, Sabah namazı vaktinde… Kocaman yürekleri Sığmıyordu göğüs kafeslerine, Habire vuruyordu, Güm! Güm! Güm! O yürekler, Ninelerimizin, Korkusuz yürekleriydi… O yürekler ki, İşgali ve ihaneti görmüş, Ermeni ve Rum mezalimlerini yaşamış, Nice kadın, çocuk, genç ve yaşlıların Acımasızca katledilişlerine tanıklık etmiş, Babasının, eşinin, çocuklarının Şahadet haberlerini almış, Gözyaşlarını içine akıtmış, Acılarını bal eylemiş, Ölenlerin ardından ağıtlar yakamayan, Anadolu kadınlarının yürekleriydi… O yürekler, Kocatepe’de fırladı göğüs kafeslerinden. Başında kara kalpağı, Şaha kalkan, Alev yeleli doru atın üzerinde, Parmağı havada, “Ordular, ilk hedefiniz Akdeniz’dir” Emrini veren Mustafa Kemal oldu… O korkusuz yürekler, Umut oldu, zafer oldu, vatan oldu, Bugünümüz oldu… |