AYRILIK HEDİYESİ
maraşın yolları, dört köşe taş döşeli
bertizin kabarcıkları, arar gülleri güneş doğar penceremin önüne gözlerim yine mi ağlamaklı maraşın yolları, dört köşe taş döşeli güvercinler konar, posta zarfının üstüne ayrılık takar, kırmızı güldür muradı akşam, ela gözlerinin üstünde kara bulutları biriktirir kirpiklerine güvercinler konar, posta zarfının üstüne ayrılığın rüzgarı birazdan esecek yar dediğim arkasına bakmadan gidecek dinle, ben senin sevdalınım ela gözlerinde bir lahza kalayım ayrılığın rüzgarı birazdan esecek. ceviz kabuğu kadardır dünya kiraz kadar yakışır dudağa bir külah dondurma erir avuçlarıma satıcıda bir telaş, bir telaş ceviz kabuğu kadardır dünya aşkım sühan dağından aşar, bilinmez gece ya örter üstümü, ya da silinmez ela gözlerine ay doğar, görülmez kapama gözlerini gidilen yoldan dönülmez aşkım sühan dağından aşkın bilinmez. sözlerin, ruhunda dolanan kanım sıcak bir akşam ufka bakanım tavşan kanı demlenmiş hicranım ufkun kızıllığında ağlarım sözlerin, ruhumda dolanan kanım. zamanı durdurmak isterken ….. zamanın eleğinden süzüldük, kedere ıslıklar yarım, hayat karmaşık ufku saran gözlerin, kalmış ufuksuz zamanı durdurmak isterken ….. gece, ayrılığın habercisidir, karanlık gölgen düşmez yere, izin sürülmez sabaha kim çıkar, görülür mü aydınlık ömür çeker mi, bu derdi yürek götürmez gece ayrılığın habercisidir, karanlık. seni ararım her çocuk gülüşünde kurdale takan miniklerin yürüyüşünde hayat bu ,sen kaldır yine de başını otur bir dere kenarına at taşını seni ararım her çocuk gülüşünde ağlama her göz göze gelişimizde şiirler hep senden söz eder anlatır seni mısra mısra seni özler dudağında tebessüm kalır sebepsiz ağlama her göz göze gelişimizde arafta bırakma seven yüreğimi terk et de bitsin yüreğimdeki sızı korkma, öldürmez bu ayrılık, yok merhemi gözyaşlarımdır, yeşertir güllerimi arafta bırakma seven yüreğimi ayrılıklarla pişermiş insan, olgunlaşırmış Leyla mecnun kıskanılır onlarla yarışılırmış kul haddini aşınca, düz yolunda şaşırılırmış hayat bu aşka ayrılık da yakıştırılırmış ayrılıklarla pişermiş insan, olgunlaşırmış. parmağında yüzük, kalbimde hançerken zaman sessiz sessiz sensiz usulca geçerken nasip değilmiş deyip kederi yudumlarken ayrılığın duvağını açıp yüzünü öperken parmağında yüzük kalbime hançerken . maraşın yolları, dört köşe taş döşeli bertizin kabarcıkları, arar gülleri güneş doğar penceremin önüne gözlerim yine mi ağlamaklı maraşın yolları, dört köşe taş döşeli Sana bir Mona Roza yazdıramadım ya Onun kadar ağır mısralar taşır Bu şiirin kanatları sevdaya… HOŞÇAKAL SEVGİLİ... M.S./2009 Kahramanmaraş |
Ve vardır her vahşi çiçekte gurur
Bir mumun ardında bekleyen rüzgar
Işıksız ruhumu sallar da durur
Zambaklar en ıssız yerlerde açar.........................