Karanlığakaranlığın ortasında, ruhumun hoyrat dalgalarıyla boğuşan masum yunusumun mirasıdır "o". "o" karanlığıma çarpan bir yol gölgemi bulduğum ölür adım ilerlerim ona ve sonra kaldırım taşlarını ısıtan solgun sokak lambasının altına uzanır mutsuzluğum… ve durmaz karanlık ıssızlığın gürültüsü patlar kulaklarımda. karanlık Sokaktaki her şeyi çekmiştir içine çoktan hüzünle beslenip büyür durmaz soğuk çok soğuk ruhumun iliklerine işler karanlık gözlerimden kulaklarımdan burnumdan ağzımdan dolar yavaş ve acıtan ızdırabıyla ruhumu ele geçirecektir ve sonra kaldırım taşlarını ısıtan solgun sokak lambasının altında ezilir mutsuzluğum… düğüm olur aşklarım boğazıma son sözlerim son bakışlar ve bitmeyen kederler büyür ölü toprağında kalbimin ezilen mutsuzluğumun ortasında bir çiçek açar sonra soğuk ve karanlık ve acıtan ve sancıtan ve kanatan ve ağlatan zehirli bir çiçek kinimle beslenir nefsime duyduğum ezilir günahlarımın dağı altında cesedim nefret kusar kan çiçeğim gözyaşlarım kurur kanı çekilir dökük yüzümün kaskatı kesilen bedenime fazla gelir ruhum karanlığımı boğar nefesim artık sokak lambası da ısıtmaz olur karanlığın yuttuğu soğuk parke taşlarını sessizliğimin haykırışıyla uyanır yorgun ve soğuk sokak evlerin ışıkları yanar birer birer gece uzanır yavaşça ufkun arkasındaki topraklara insan denen ölümlüler çıkmaya başlar birer birer sokaklara kaldırımlarım yorgun sokak lambalarım akşamdan kalma ve kan çiçekleri açmış ruhum öylece kalırız gün ışığında yeniden nefes alabilmek için karanlığı bekleriz topyekün acılarımızla ...: ismail ulusoy :... |
dumade tarafından 12/28/2008 9:12:55 PM zamanında düzenlenmiştir.