BİTSİN DİYE AYRILIKLAR...Aşkın karanlığından çıktım yenice kaç bahar ördüm saçlarına yangınlardan geçtim yıldız topladım öbek öbek her serseri savruluşta hayâlin geçti gözlerimden... Gen’zimi yaktı duman boğdun beni acılarla taşlar üstüme düştü her önüme gelen yıkık duvardan... Her iğreti duruşta bahtsızlığım var her yürek vuruşunda sen denizden tutup geceleyin ay’ın şavkında kucağıma aldım seni seninle daldım gece boyu hüzünlere... Ne varsa suya ve ateşe dair yalandır hepsi yalan türkülerce uzayan hasretim masal kuş uçmaz, kuş uçmaz kervan geçmez, kervan geçmez benim sesimin yankısında kaybolan nağmelerim sessiz ilkyaz sürgünleri kupkuru dal... Yürürken bu gün dağlarda sensiz her ağaca yeniden eşkiya bir dal oluyorsa gövden ölümsüzleşiyorsan su gibi aziz derinleşen sensin vadilerin yamacından savurdum seni köşe bucak sevdamın rüzgârına hamaklar kurarak... Haykırdım adını dağlarda çıldırmaya ramak kaldı rüzgârın sesine ektim sevgini, ektim sevgini ektim sevgini ektim sevgini; bitsin diye bitsin diye bitsin diye ayrılıklar... Selâmını aldım, izimden yürüyen gölgeyle senin yüzünden sevinir kelebekler senin yüzünden harami yüreğim elinde mavzer seni bekler senin yüzünden kapanmaz gedikler vurursun her gün beni dokuz yerimden dokuz kurşun yerim ben... Şaban AKTAŞ 16.04.1999 AGSS SERİSİ |
UMUT ve DOSTCA