-Başlıksız-
Duyulmamış;
Hiç bilinmeyen bir lehçeyle Allak bullak bir çehreyle Seslendim sana. -dişlerimin gıcırtısında kayıp- Dudaklarımdan süzülen bir ızdırapla. Biliyorum; Bir anlayan çıkacak beni Her fısıltımda -kulakları tırmalayan avazımı- O gün; Mahşeri kalabalıklarda kayıp bir yüz olacağım Sanki yüzyılları kendisinde kaybetmiş Onlarca çizgiyi taşıyan bir suratla. o Zaman; Orkinoslarla konuşacağım Okyanus duymayacak bizi. Aramızda bir fısıltı, Rüzgara dönüşecek Ciğerlerimizden fışkıran Hiç bir yürekte yankılanmayan. Yani; Bir suskudan söz ediyorum Ceviz ağacı kadar eski Selvi kadar uzun. işte o gün; Bir senfoninin son notasının ardına sıkıştırılmış Bir es olacağım Dillerin söylemekten acze düştüğü... Ah keşke aynı lisanı konuşabilseydik seninle! |