-Başlıksız-sarılıp sevdaya yatarım göğsüne düşlerimin kırık testilerden su akar çırpınır sesim kaç tayfa çeker bu limandan gemileri senin gülüşünde umutsuzluk girdabında dönen aşkın hangi yüzü gün nasıl doğar “sen söyle” yağmuraltı aşıkları güz elemleri içinde henüz benim olmayan tedirgin öpüşlerin soluğundan anlıyorum yüzündeki sevişmeleri usulca elimi koyuyorum yüreğinin attığı yere altından ırmaklar geçiyor gerildikçe kollarım sarılınca sevdaya kanar çatlağı dudağımızın albatroslar tuz taşır denizlerden bilirim yalnız değilim uzatır başını varır yastığıma şiirler dökülür içimden gün nasıl doğar “sen söyle” ıhlamur kokuları arasından sevdaya sargılı gecenin çıplak yüzü bir sevince eğilip yazgımı resmediyor yazgımı ve seni yağmuraltı aşıkları güz elemleri içinde HASAN TAŞÇI |
Güzel olanları sevmemek gibi bir alışkanlığımız var sanırım, Nasıl adına şarkılar yazdığımız değerlerimiz varsa yani ölü seviciyiz...
İşte bu şiiride ölünce şarkı yapacağız..
saygılarımla.
Merhaba.