Yokoluşlarım
Çelişkilerde gelip giden zihnim;
Bozuk para ritminde sevinç naraları atan çocuğun tebessümüne takılıp giderken Benden geriye bir eskimeyen sevdan birde geleceğe dair umutlarım kalıyor Gece nöbetlerimde farkediyorum hayata biraz geç fazlasıyla erken atımışlığın tecrübesizliğini Kendimle karanlıklara sürüklediğim intikam hülyalarım; Asabiyette sınır tanımayan ruhumu,sadakatsiz burjuva tebessümlerıne ebedı kapatıyor Senden sonra kendimi kumdan kalelere hapsedip Dileklerimi dört yapraklı yoncalara ,kayan yıldızlara havale ediyorum.. Seni düşünüyorum sanma Tozlanmış anılar arasından çıkıp geliyorsun her seferınde Hani mektepli çocukluğundan kalma bir hatıra defterin vardı Her sayfası yasemen,sen,ben,biz kokardı Kırgınlığım sana değil yanlış anlama habersiz yokoluşlara Arkandan beddular savurmuyorum korkma sakın; Beyhude günahlarımdan azaplar topluyorum sana.. Ruhumdan her gün ayrı bir şarkın eksiliyor Biz miyiz eskiyen? yada geçen yıllara kafa tutmaya mı çalışmıştım bunca zaman Kaldır artık gölgenı yuzumden Yıldırımlarnıı toprağıma her savuruşun gibi korkularım yersiz belkı Körpe bedenımden fışkıran şımarık arz taleplerım; Bilhassa gençliğin harabelerinde fink atarken İçimde onulmaz yaralar açan suçsuz bakışlara katil aramak boşuna Sevgili sen cefayı vakur bakışların ardına kondurulmuş; Binlerce yılın hüznünde ararken Kelebek muştularıyla her bahar yenilenen umutlarım; yük değil artık omzuma Sevginin başolunmaz şuursuzluğunda tutkunum sana..... |