-Başlıksız-
Senden az ötede indim
Adım adım titredim, sökülürken düşlerim Rüyalarım yalpaladı İstanbul Sokaklarında her cinayeti Cani gibi izledim Neden İstanbul neden Sevdiğim az ötede Kalbimi gömerken esirliğin bağrına Salyalı bir dudağa değdi ölümüm Zincirleniş bu muymuş? İstanbul Kaldırım taşında dimdik akıtmak gözyaşını Bu muymuş? Bir filozof doğurmak bir anda İçtim İstanbul Bir yudum çektim, yıktım camilerini Bir deprem verdi dualarım Hadi dedim tüm teröristlere Bin ölümlü intihar edeyim Olmaz mı çıldırış tayları sokaklarını yağmalarken haramilerim beynimden boşalır parşömenlere hem mecnun hem hunhar öpülüşün hem de az ötemde gömülen düşlerim Ey İstanbul kanımı çekerken güneşin elbet akacak toprağına belki dolu, belki kar, belki yağmur olup her köşende ben olacağım her çiçeğin beni kokutacak her çimeninde ben cami avlularında şakırdarken gözüne düşeceğim İstanbul Ağlayacaksın aldanışımın az ötesine Az ötede |
elbet akacak toprağına
belki dolu, belki kar, belki yağmur olup
her köşende ben olacağım
her çiçeğin beni kokutacak
her çimeninde ben
cami avlularında şakırdarken
gözüne düşeceğim
İstanbul
Ağlayacaksın aldanışımın az ötesine
Az ötede
Güzel dizelerinizi yürekten kutluyorum.
Saygı ve selamlarımla.