şafaklarımız doğmadan...
bugün onu gördüm ansızın
başı önünde/küskündü kurşun değmiş yüreğinde sızılar hala taptaze zamana inat duruşlarında kaygan zeminlerde yürüyüşü alıp götürmemiş mertliğini toy delikanlı heyecanları dipdiri, dürüstlüğü ışıl ışıl sevdasını pazarlayanların inadina uşaklık çarkına kısılmamış delikanlı yüreğinde karanfiller ak alnı lekesiz/ karşımda durur.. özlemişim omuz omuza sokakları haksızlığa haykırışlarımızı şehrimizde birlikteliğimiz hapishane hücrelerinde dipciklenmiş omuzlarımdaki yaralar sanki dün gibi yaşadıklarım acı tebessümlerimizde hatıralar tarihin iz düşümlerinde önüme akar... direnmiş yarınların aydınlığına şafakların mujdeli doğmasına bir sevda masalı tutturmuş dudaklarında sert adımlarla yürümüş yılmadan aşınmaz sokakları aşındırmış ülkesine sevdalı bir delikanlım işte... saçlarında yılların şanlı mücadelesi ak ak huzur dolu yürekte yorgunluk yarınlarına sakladığı bahar düşleri bir bir yok oluyorken delikanlımda zafer marşlarında direniş sancağı gömülür mezara yarınların safağına bir kaç adım kala... |