papirüsŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Taşlara yazdılar bir zaman onu,
Uzun çağlara bile taşıdılar emrini, Acımadan vurdukça yüzüne devran, Gönül yarasına döndü sancılar. Bir zaman, aymaz oldu canlar; Sevdayı tutan eli ne kolay kırdılar. Saygılarımla..
Firavun daha azmamıştı o gün,
Henüz, günahlar işlenmemişti külliyen Ne kadar masum insan varsa ülkede, Bir o kadar da sevap kemirici azman. Devran hızını kesmişti o çağda, Yapılan her neyse, göze batmıştı, Hiç kimse saklamazdı birini sevince, Kinse, perde gerisinde ar’dı. Zaman, asla sevmedi yüreği Bazan çölleri nasıl aşardı sevda, Can suları bile akardı toprağa, Her nasılsa, cananın gülü solmadı. Taşları oyardı yazman, harfi harfine Bata çıka giden çeliğin ucu öterdi, Gözünden düşerken kızıla çalan yaşları, Çala-kalem çizdikçe hele kara çivileri, Bir de aşkı çaksa yüreğinden, hınçla Çekiç sesleri gelirdi. Sonra papirüs çıktı birden, Herkes parşömene yazdı derdini, Ne dile geldi bugün o yazılar, Ne de okunacak bir hâlleri kaldı, Yani sevda, parke yolları sevdi. Zaman, kötü bakıyor artık, Taşa yazınca kalan bu sevdalar, Çamur kokuyor hep, toza yağınca Çakınca, yürek fenâ atıyor. Bak, artık kalmıyor adı hiçbirinin, Ya köşe taşına dönüyor duvarda, Ya da ermiş bir adamın tapusu oluyor. Yakışıyor da soylu adına; Ruhuna okuna diye belki, Mezarı başına konuyor. 04.12.2008 |
Kutlarım ....