148.KARTAL HKYS-2 (SEN TAVUKSUN)
Bir gün, avcının biri, zirvelerde gezerken,
Keskin bakışlarıyla, etrafını süzerken; Bir kartal yumurtası bakar ki, durur yerde, Düşünür ki; sahibi haşmetli kartal nerde? Vicdanıysa elvermez, onu koyup gitmeye, Dağdaki kurda kuşa, bırakıp yem etmeye... Alıp getirir eve, binip atın sırtına, Koyar yatmakta olan, gork tavuğun altına. Vakti tamam olunca yumurtalar çatlıyor, Kabuğundan sıyrılan, ortalığa atlıyor. Sarı sarı civcivler, hep bir soyda, bir boyda, Anası sıfatlılar, pek farkları yok huyda... Ama soyu başka ya, bizim kartal yavrusu, İşte o günden başlar yüreğinin ağrısı... Yemlenmeye başlıyor civcivlerle birlikte, Bir süre devam eder, bu düzen, bu dirlikte... Yine bir gün, yem yerken, kasvet çöker özüne, Dikip bakar başını, masmâvi gökyüzüne... Görür ki asil bir kuş, ihtişâmla süzülür, Bunu gören yavrunun içi nasıl üzülür... O bir kartal yavrusu, özünde uçmak var ya, Uçmadan yaşadığı dünya ona pek dar ya… Çile çeşit çeşittir, başa gelen çekilir, Ve lâkin uçmak varken, yerde nasıl sekilir? Bizim kartal yavrusu, öylece baka kalır, Fakat anne tavuktan ikâzı çabuk alır... Seyrederken kartalı, kafasına gaga yer Hışımla ana tavuk, bu yavruya şöyle der; “- O gördüğün kuş var ya, gökyüzünün şahıdır Kartal derler adına, kuşlar padişahıdır… Sen ise bir tavuksun, göklerde uçamazsın Onun gibi süzülüp kanadın açamazsın O hayali zihninden hemence sileceksin, Sen tavuksun, o kartal; haddini bileceksin!.." Bizim yavru çaresiz, başını öne eğer, Ne zaman baksa göğe, kafasına gaga yer... Böylece, civcivlerle birlikte yiyip, içer, Büyür artık, gençleşir; aradan zaman geçer... Ama artık uçamaz, açsa da kanadını, Kendini tavuk sanır, unutmuştur adını... Yavru, göğe baktıkça, hep yer durur gagayı, "Sen bir tavuksun, tavuk!" duyar hep bu sedayı... Gökyüzüne hasreti, günden güne solarak, Yavru ömrü boyunca, kalır tavuk olarak... Verilen nefesini bu hal üzere solur, Kafasında kel ile, kartal yaşlanır, ölür... ..... Yine bir çok mesajla sona erdi kıssamız Helalinden dostlara, dağıtıldı hissemiz Evet dostlar aslında, kartaldı bizim sabi, Tavuksun diye diye, tavuk oldu pek tabi... Gökte uçmak yerine iktifa etti yerde, İsteseydi uçardı, kartallık vardı serde... Başının orta yeri, gagalardan kel oldu, Negatif telkinlerle, kartalken, "tavuk" öldü... Hele geçin aynaya kendinize bir bakın, Bırakın tavukluğu, kartalca tavır takın... Çırpın kanadınızı, uçun az bir gayretle, Cemiyet baksın size, hem ibret, hem hayretle... Kadir Çetin 30.11.08 Nazilli |
Duyarım uzakta toplanır dostlar
Ruhum mesafeyi bir anda katlar
Ben de geliyorum… Hazır mı atlar
….. Atla bir trene bin/gel oluyor
….. Ama Yüce dağlar en/gel oluyor
İsterim sizleri yakından görmek
İsterim hasretle yüzümü sürmek
İsterim dostlara yüreğim vermek
….. Ama bazı şeyler çen/gel oluyor
….. Atla bir trene bin/gel oluyor
Bakarım orada nice ozanlar
Şiiri yürekten aşkla yazanlar
Birlikte bahara döner hazanlar
Ciğerim kavrulup yan/gel oluyor
Atla bir trene bin/gel oluyor
Hasretle orada buluşur özler
Aha yüreğimden döküldü sözler
Kadirim uzaktan nemlenir gözler
….. Yüreğim yanıp ta sön/gel oluyor
….. Atla bir trene bin/gel oluyor
Kadir Çetin 08 Nazilli