-Başlıksız-Başımda esti Sonbaharın dalından çaldığı yaprak Yaktığımız ormanlardan arta kalan çınarların gölgesi Ruhuma değdi Denizin uğultusu oyaladı gönlümü Yeşil kalan yanı yoktu şehrin Yaralı bir savaşçı gibi Örtünmüştü üzerine yamalı çimenlerini Toprak bile kabul etmiyordu tohum doğurmayı Bizse hala aşk sanıyorduk Dalından kopartıp Seviyor sevmiyor sorgulamalarını... Rüzgar Havalandırdı etekleri Hiddetle köpürdü deniz Geri verdi bir anda Neyi aldıysa. Boşalttığımız kirliliklere bakıp, Mavi rüyalara daldık çoğu zaman. Sigara yaktık, İzmaritini, Karnımızı doyurduk Paketini, Ağladık Mendilini, İçtik Şişesini yuttu. Ve deniz dün, yüzümüze kustu Çirkinliklerimizi. Tanrısal güzelliğini gölgeleyip Ellerimizle yitirdiklerimizi... Kızıla boyandı gökyüzü, Gözleri doldu... Mavi düşlerinin arasından bıraktı En hırçın hırslarını Şimdi elimizde kalbini deldiğimiz koskoca bir gökyüzü Ve insansız insanlığımızla Çocuklarımızın kursağında bıraktığımız Yarınsız yarınlarımız kaldı... Çimen kokusu, karpuz kabuğunda artık Ciğeri dolduran ak pak nefes , Astımlı... Deniz rengi kül, Gökyüzünün dengi yok... Çocukların koşuşturduğu yerler artık Hayallerin çakıldığı beton zeminler Çiçekler küs doğaya, Doğa insanlara... Parayla satın alınır oldu park bahçelerine çiçekler Hani o kasımpatılar, Fışkıran begonviller? Sizce hangi şehrin vitrinindeler? İstanbul yarı baygın kollarımızda, Beyler bayanlar, Bir sene daha sabredin, Elimizde kalanlar için. Seneye yeşil gözlükler moda! Elif SEZGİN |
Ciğeri dolduran ak pak nefes ,
Astımlı...
Deniz rengi kül,
Gökyüzünün dengi yok...
Çocukların koşuşturduğu yerler artık
Hayallerin çakıldığı beton zeminler
şehir aşk olduğunda nasıl da çırpınıyor nefes almakta.... harikaydı, tebriklerimle...